İSRAİL HAPİSHANELERİNDE İŞKENCE VE KATLİAM!

İSRAİL HAPİSHANELERİNDE İŞKENCE VE KATLİAM!
(Bölüm 1)

İsrail, 7 Ekim Aksa Tufanı operasyonundan sonra Filistinli tutsaklara yönelik baskı ve işkenceyi daha da artırdı. Birçoz Filistinli tutsak hapishanelerde katledildi.
İsrail hapishanelerindeki duruma dair, Filistin Enformasyon Merkezi’nin Arapça sitesinde bir haber yayınlandı.
Haber, Filistinli Esirler ve Tutuklular Derneği (PPS) ve Filistinli Esirler Kulübü, Filistin Esir Araştırmaları Merkezi gibi, doğrudan tutsaklarla ilgili kurumların verilerinden yararlanılarak hazırlanmıştır.
Aşağıda bu haberin tam metnini yayınlıyoruz.


İŞGALCİLERİN NAZİ UYGULAMALARI

Soykırımın coğrafi sınırları yalnızca Gazze ile sınırlı değil…

Siyonist işgalin Filistin halkına karşı işlediği soykırımın coğrafi sınırları yalnızca Gazze Şeridi ile sınırlı kalmamış, tüm Filistin coğrafyasına ve hatta Filistin dışındaki mülteci kamplarına kadar uzanmıştır. Cezaevleri ise işgalin Nazi tarzı katliamlarını gerçekleştirdiği başlıca alanlardan biri olmuştur.

Tutukluların durumu daha da kötüleşti

Tutsaklar ve cezaevlerindeki durum, 7 Ekim’den önce zaten kötüydü, ancak şimdi çok daha kötüleşmiş ve pek çok kişinin beklediğinden de daha kötü bir hâle gelmiştir. Bu kadar kötüleşen durum karşısında, Siyonist cezaevlerinin, kötü üne sahip (Amerikalıların Irak’taki işkence merkezi) “Ebu Gureyb” cezaevine benzetilmesi, artık cezaevlerinin mevcut durumunu güzelleştirmek olarak kabul edilmektedir.

Akıl almaz tanıklıklar..

Serbest bırakılan tutukluların tanıklıkları, cezaevlerindeki gerçek durumu gözler önüne sermektedir. Bu konuda birçok rapor yayımlanmışken, son dönemde avukatların, yeraltındaki cezaevlerinde tutuklu bulunan Gazze’li tutuklularla yaptıkları görüşmeler ve tutsak liderlerinin ifadeleri, önceki yayınlardan çok daha korkunç gerçekleri ortaya çıkarmaktadır.

Filistinli avukatların gizli bölüme ilk ziyareti

Filistinli avukatların, Siyonist işgalin cezaevlerinde işlediği suçları belgelemek amacıyla, “Nitsan-Remle” cezaevinin altındaki Rakefet adlı gizli bölümü ziyaret etmeleri, bir ilk olmuştur. Mahkum İşleri Komisyonu ve Filistin Mahkumlar Kulübü avukatları, sıkı güvenlik önlemleri altında tutulan ve yakından takip edilen bu bölümdeki çok sayıda Gazzeli tutukluyla görüşme fırsatı bulmuşlardır. Avukatların ifadesine göre ziyaret, oldukça kötü durumdaki depo benzeri bir binada başlamıştır. Dar bir koridordan geçerek yeraltı bodrumuna inen merdivenlere yönlendirilen avukatlar, bu alanın delik deşik olduğunu, hamamböcekleriyle dolu olduğunu, duvarlarının da döküldüğünü söylemiştir.

Avukatlar, tutukluların yüzlerinde büyük bir korku ve panik gördüklerini, gözetim altındayken kendileriyle iletişim kurmanın zor olduğunu ifade etmişlerdir. Ancak birkaç denemeden sonra onları rahatlatmayı başarmışlardır.

İşkenceler ve zorla yapılan sorgulamalar…

S.J. isimli tutuklu, Aralık 2023’te tutuklanmış ve Sde Teiman’dan başlamak üzere bir dizi cezaevine nakledilmiştir. 6 gün boyunca sert sorgulamalara, kesintisiz işkenceye tabi tutulmuş ve zorla bez kullanmaya, yiyecek ve sudan mahrum bırakılmaya zorlanmıştır. Ayrıca, sürekli yüksek sesle müzik çalınarak psikolojik baskı uygulanmıştır.

W.N. isimli tutuklu, askeri sorgulamaya alındığını, tehditlere ve cinsel saldırılara maruz kaldığını anlatmıştır. Şu anda sağlık sorunları yaşamakta ve tutuklu arkadaşlarıyla birlikte yırtık, eski kıyafetlerle saatlerce dizlerinin üzerinde oturmaya zorlanmaktadır. W.N. ayrıca, “Annelerimize küfretmeye zorlandık. Parmağım kırılıncaya kadar dövüldüm ve bu yöntem diğer tutuklulara da uygulanıyordu” demiştir.

K.D. isimli tutuklu, sürekli sorgulamalara tabi tutulduğunu, ağır şekilde dövüldüğünü, yere atıldığını ve kafasının duvara çarptırıldığını anlatmıştır. Tecrit nedeniyle uyuz hastalığı ve şiddetli göğüs ağrıları yaşamıştır. Ayrıca, cezaevi yönetiminin “baş parmağını kırarak” cezalandırma yöntemini kullandığını söyledi.

A.G. isimli tutuklu, 35 gün boyunca Sde Teiman kampında giysi veya örtü olmadan, üşüyerek tutulmuş ve işkencelere uğramıştır. “Beş gün boyunca ‘disko’ sorgusuna maruz kaldım ve birkaç kez bilincimi kaybettim. Ellerimiz ve ayaklarımız kelepçeli halde sürüklenerek avluya götürülüyorduk ve burada gardiyanlar tarafından saldırıya uğruyorduk. Güneş ışığını hiç görmedik; hatta namaz kılmamıza ve dua etmemize dahi izin verilmedi” demiştir.

Yeni cezaevleri ve artan zulüm

Rakefet Cezaevi, işgalin Gazze’ye yönelik saldırısının başlangıcından itibaren kurulan yeni tutuklama merkezlerinin çarpıcı bir örneğidir. Bu tür cezaevleri arasında Sde Teiman, Anathot, Ofer ve Minsheh gibi cezaevleri de yer almaktadır ve buralar, fiziksel ve psikolojik işkencelerin yapıldığı alanlara dönüşmüştür.

İsrail Ceza İnfaz Kurumu’nun 2025 Nisan ayı başı itibarıyla açıkladığı verilere göre; Gazze’den tutuklanan 1.747 kişi, “yasa dışı savaşçı” olarak sınıflandırılmıştır. Bu sayıya İsrail askeri kamplarındaki tutuklular dahil değildir.

Sosyal ağlarda paylaşın