
AKP faşizmi ülkemizi patronlar için cennete çevirirken emekçiler için kelimenin tam anlamıyla cehenneme çevirdi. Geçim sıkıntısı bir yanda, yoksullaşma bir yanda… diğer yanda ölüm tehlikesi. Çünkü AKP faşizmi patronların işçi güvenliğini sağlamasını gerektiren yasaları değiştirmesi sonrası yaşanan ölümler kat kat arttı. Yasalar değiştirilmeden önce dahi katliamlar yaşanırken, yasal engeller (!) de kaldırılınca katliamın boyutu her geçen gün büyüyor.
24 Aralık’ta patlama yaşanan Balıkesir ZSR Patlayıcı fabrikası ile ilgili iddianame tamamlandı. İddianamede önemli bir detay var:
Mühendis “Çok tehlikeli” diye uyardı, yönetici dinlemedi, 11 emekçi öldü!
Yaşamını yitiren kimya mühendisi Özlem Özçakır, patlamadan önce aşırı miktarda kasülün ulu orta depolandığını, güvenli yere götürülmesi gerektiğini bildirmiş. Ama tedbir alınmamış.
Neden tedbir alıp masrafa girsin ki?
Sanki kendi çocuğu mu ölecek?
Biri ölür diğerini çalıştırır.
Sanki hesap soran mı var?
Yasalar da patronlardan yana!
Durum böyle olunca patronlar artık hiç bir sorumluluğunu yerine getirme gereği duymuyor. İş güvenliği tamamıyla patronların insafına bırakılmış durumda…
Patronların insafı ise keseleridir, kârlarıdır. Hiç bir şey ama hiç bir şey kârlarından daha kıymetli değildir.
İşçiler yaşamak için örgütlenip mücadele etmelidir. Sendikalar patronlarla işbirliği halinde yaşanan katliamlardan sorumludur. Bu yüzden emekçiler iş güvenliği ve yaşam hakkı için kendi olanakları ile direnmelidir.