İş cinayetleri hız kesmeden emekçilerin canını almaya, sakat bırakmaya devam ediyor.
Bu yılın ilk altı ayında katledilen işçi emekçinin sayısı resmi rakamlara göre 840. Sadece geçtiğimiz Haziran ayında hayatını kaybeden emekçi sayısı 124.
Bu rakamlar resmi rakamlar. Yani iş kazası diye kayda geçirilmek zorunda kalınan ölüm sayısı. İş kazası tazminatından mahrum bırakmak için patronların başvurdukları hileler ile hayatını kaybeden işçi sayısı da azımsanmayacak kadar.
Yabancı işçi sayısındaki artış da göçmenlerin zor koşullarda iş güvencesiz olarak çalıştırıldığını gözler önüne seriyor. Sadece haziran ayında yine resmi rakamlara göre 6’sı Suriyeli, 5’i Afganistanlı, 1’i İranlı ve 1’i Özbekistanlı. 6 ayda iş cinayetlerinde hayatını kaybeden göçmen sayısı 63! Azgın kapitalist sömürünün nasıl işlediğini gösteriyor.
Haziran ayında katledilen işçilerin 6’sı çocuk. 6 ayda katledilen çocuk işçi sayısı 33
İşçi Sağlığı ve iş Güvenliği (İSİG) Meclisi’nin raporuna göre ölen işçilerin yüzde 93.84’ü sendikasız. Gerçi sendikalı olmak iş cinayetlerine karşı koruma sağlamıyor fakat ülkemiz işçi sınıfının örgütsüzlüğünü gözler önüne sermesi açısından önemli bir bilgi.
Evet işçilerin emekçilerin örgütlenerek artık bu kıyıma dur demekten başka çareleri yoktur. Sendikalarda, işyerlerinde komiteleşerek hakları için mücadele etmeleri artık yaşamsal bir ihtiyaçtır. Bu düzen patronlara çalışıyor. İşçi katliamının baş sorumlusu siyasi iktidarlardır. Yüzde yüz sorumlu olmalarına rağmen iş cinayetlerinden dolayı ceza alan patron yoktur demek yanlış olmaz.
Gelgelelim sendikaları da unutmamak gerekir. Belli aralıklarla raporlar hazırlamanın dışında bir işe yaramaz haldeler. Sendikaların her konuda olduğu gibi iş cinayetlerinde de pasif oldukları, bu konuda da sessiz kalarak iş cinayetlerinde sendikaların başına çöreklenmiş sendika ağalarını da sorumlu hale getiriyor.