Grup Yorum üyeleri açlıkları ile direnmeye devam ediyor.
İbrahim Gökçek hapishanede, Helin Bölek ve Bahar Kurt dışarda bedenlerini açlığa yatırmış her gün gram gram direniyorlar.
Evlatlarının açlıkları anaları babaları da eritiyor.
Onlar da evlatları gibi gram gram eriyor.
Çağlayan adliyesinin önünde evlatlarının sesi olmaya çalışan aileler zayıflamış, ip ince olmuş bedenleri ile göründüler.
Bir ana için, bir baba için evladının gözleri önünde erimesinden daha acı verici ne olabilir?
Onların yüreğindeki yangını görmek için zayıflamaktan ortaya çıkmış elmacık kemiklerine saplı gözlerine bakmak yeterli gelir.
Evlat bu kolay değil. Hangi anne baba evladının gözleri önünde damla damla erimesini izleyebilir ki.
Ama evlatları dünyanın en onurlu şeyini yaptıklarından baş eğmiyor, yalvarmıyor, af dilemiyor onlar da. Evlatları gibi dimdik dikiliyorlar zulüm saraylarının kapısına.
Zulmün arttığı zamanlarda sanatçının dili de keskinleşmeli.
İktidar yönetemedikçe daha da saldırganlaşıyor. Uyguladıkları zulmün yarattığı öfkenin bilincindeler ki halkın içinde gezemez haldeler.
Ülkenin başına çöreklenmiş karanlığın iktidarı halka reva gördüğü zammı, zulmü ve işkenceyi kanıksatmaya çalışıyor ama bir türlü başaramıyor, hiç bir yerde halkı teslim alamıyor. Halkın direnen evlatları olmasaydı halkın teslim alınması çok daha kolay olacaktı belki. Halkın sanatçıları olmasa şüphesiz faşizm halkı korku duvarları içine mahkum etmekte bu kadar zorlanmayacaklardı.
Böylesi zamanlarda sanatçının görevi susmak, pusmak zulmün azalmasını beklemek değildir. Böylesi zamanlarda halkın ve haklının sanatçısı olmak bedel ödemeyi gerektirir. Pir Sultan gibi, Nazım gibi, Sabahattin Ali gibi, Yılmaz Güney gibi herkes sussa da susmamaktır. “Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan” diyebilmektir her şeye rağmen.
Grup Yorum susmuyor. Ödemesi gereken bedeli dün nasıl ödediyse bugün de ödemeye devam ediyor. Kanıksatılmaya çalışılan adaletsizlik zulmüne eriyen bedenleri ile barikat oluyor halka yol gösteriyorlar.
Analar babalar evlatlarının adalet çığlığını dışarda duyurmaya çalışıyor. Gün anne babaların yüreğindeki yangını ülkenin dört bir yanına yayma günüdür. Evlatlarının gün gün eriyen bedenlerinin yaktığı gibi herkesin yüreğinin yanması gereken günlerdeyiz.
Evlatlar içerde anne babalar dışarda damla damla eriyor. Ne için? Bu ülke için. Bu halk için. ADALET için.
Bu ülke sadece onların değil, hepimizin. Bu halk biziz, bu halk hepimizin. Adalet hepimize lazım. Gün susma değil daha fazla bağırma günüdür…