Hep Aynı Aldatmaca:Silah Sat, İnsan Hakları Savunucusu Kesil!..

Kanada Dışişleri Bakanı François-Philippe Champagne, Türkiye’ye satılan silahların insan hakları ihlallerine yol açtığının tespit edilmesi durumunda ihracat izinlerini askıya alma sözü verdi.

Emperyalistlerin en önemli sömürü ve kar kaynaklarından biri, silah satışıdır.

Tüm yeni-sömürgeleri silahlandıran emperyalistlerdir.

Emperyalistler, sattıkları bu silahların her türlü haksız savaşta, halka saldırılarda kullanılacağını çok çok iyi bilirler.

Silahları BUNU BİLE BİLE satarlar.

Fakat, sattıkları silahların katliamlarda kullanıldığının açığa çıktığı noktalarda, teşhir olduklarında, tıpkı Kanada Dışişleri Bakanı’nın açıklaması gibi açıklamalar yaparlar.

Geçmişte bunu özellikle, Türkiye’ye en çok silah satan iki emperyalist ülke olan Almanya ve ABD çok yapmıştır.

Alman tanklarının köyleri yakıp yıkmakta kullanılması karşısında Almanya “silah satışını durdururuz” diye açıklamalar yapmıştır.  ABD, benzer durumlarda, Amerikan Kongresi’nde silah satışlarını “askıya alma” görüşmeleri başlatmıştır.

Fakat bunların hepsi göstermeliktir.

Silah satışları çeşitli biçimlerde devam etmiştir. Hiçbir silah tekeli, “insan hakları ihlalleri” nedeniyle, satışlarından, karlarından vazgeçmemişlerdir. Ambargoları sadece kendi emperyalist cıkarlarına aykırı durumlar varsa gündeme getirirler.

Emperyalistlerin “yüksek standartları”!

Kanada tarafından yapılan açıklamadada “Türkiye’ye sattığımız silahların, insan hakları ihlallerinde kullanıldığı tespit edilirse satışı durdururuz” denildi.

Peki, ne oldu da Kanada böyle bir açıklama yapmak zorunluluğu duydu?

Konu, Azerbaycan-Ermenistan arasında süren ve Türkiye’nin de içinde olduğu çatışmalarla ilgili.

Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Kanada medyasına açıklamasında, ”Türkiye’nin NATO müttefiklerinin, Türk F-16’larının Karabağ’ı ateşe tutarak sivilleri öldürdüğü” iddiasına açıklık getirmesi gerektiğini söylemişti. Paşinyan, “Ortadoğu’dan getirilen teröristlerin Türkiye’nin himayesinde Azerbaycan tarafında savaştığını” öne sürmüştü.

Kanada Dışişleri Bakanı François-Philippe Champagne, bu iddialar üzerine şu açıklamayı yaptı:

“Yetkililerimize derhal iddiaları soruşturmaları için talimat verdim. Silahın kötüye kullanıldığı tespit edilirse her türlü izni askıya almaya veya iptal etmeye hazırım.”

Champagne, ihracat başvurularında “en yüksek standartlara uyulmasına bağlı olduklarını”… “ülkesinin Birleşmiş Milletler’in silah ticareti anlaşmasına bağlı olduğunu” vurgulayarak, endişelerini ciddiye aldıklarını belirtti.

Tankla ateş edip bir köyü yakıp yıkmak “yüksek standartlara” uygundur; ama eskaza tanka bir insanı bağlayıp iple çekince ve bu da basına yansıyınca o zaman “standart dışı” durum ortaya çıkıyor emperyalistler açısından.

Duyulmadan, iz bırakmadan olduğu sürece zaten sorun yoktur. 

Emperyalistlerin “yüksek standartları”, sadece herşeyin gizli kapaklı kalması üzerinedir.

Değilse, her türlü kimyasal silahı, diri diri yakan gazları, işkence aletlerini ve katliam araçlarını satan, bu emperyalistlerden başkası değildir. 19 Aralık 2000 katliamındaki kimyasalları kim sattı?

Köyleri yakıp yıkan silahları kim sattı?

Sosyal ağlarda paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.