
Yoldaşlarının ve halkının sahiplenmesi sonucunda, iki hafta önce tahliye edilen Hasan Karapınar’ın tedavisi, tüm engellemelere rağmen sürüyor.
Engellemelerin en başında ise, Karapınar’ın “ev hapsi” koşuluyla salıverilmesi geliyor. Karapınar’a Elektronik kelepçe takıldığı için, tedavisi dahil, hastahane dahil, her yere gitmek için bildirimde bulunması gerekiyor.
Nitekim, hastahaneye pazartesi günü yatması ve tedavisinin başlaması gerekiyorken, “elektronik kelepçe”yi takan cellatların geç izin vermesi nedeniyle, o gün hastahaneye yetineşemeyen Karapınar’ın tedavisi ancak ertesi gün başlayabildi.
İstanbul’da bir hastahaneye yatırılan Hasan Karapınar için tedavi süreci başladı.
Bieliyoruz ki, hapishane hastalık üretir… Tedavi etmez.
Hasan Karapınar’ı tecrit ve işkence koşullarında kanser ettiler.
Tutukladıklarında kanser değildi, şimdi kanser.
Kanser teşhisi konulmasına rağmen, faşizm zamanında tahliye etmedi. Kanser metastaz yaptı. Faşizmin politikası açık: Faşizm tutsakları hasta edip, sonra da katletmek istiyor…
Hasan nezdinde bu politika çok somuttur.
Ancak kanser metastaz yaptıktan sonra tahliye ettiler.
Üstelik ev hapsi vererek. Yani tahliyeden sonra da tedavisinin önüne bir engel koydular.
Ama Hasan’ın kavgası sürüyor.
Nazım’ın dediği gibi, “Düşmana inat bir gün daha yaşamak” diyerek kavgasını sürdürüyor.
Tüm hasta tutsaklar için ise, dışarıdakilerin kavgayı sürdürmesi gerekiyor.
Hasta tutsaklar, faşizmin olmayan insafına, vicdanına bırakılamaz!