Halkın Tutsak Avukatı Aytaç Ünsal, Yunanistan’da SAG Direnişinde Av. Günay Dağ İçin Yazdı…*

  • “Uzun yürüyüşten söz ederken insanın aklına ‘Bunun önemi nedir?’  diye bir soru gelebilir. Cevabımız uzun yürüyüşün şimdiye kadar tarih kayıtlarında rastlanmamış bir şey, bir manifesto, bir propaganda aracı, bir tohum makinesi olduğudur.” Mao

               Devrimin ustası Çin’deki uzun yürüyüşü böyle değerlendiriyordu. Devrimin zorlu yolları tarihin her aşamasında adım adım aşıldı.

               Çin’de devrim;  12 bin km, 18 sıradağ, 24 ırmak, 11 eyalet, 62 kent ve kasabaların aşılması oldu.

               Her devrimin veya adalet mücadelesinin böyle sarp ve dolambaçlı yolları vardır yürünmesi gereken.

Devrim, her daim bir uzun yürüyüştür. Devrimci hareketlerin, insanların, halkların  yürüyüşlerinin bir toplamıdır devrim denilen.

               Şimdi de bir yürüyüş Yunanistan’da başladı. Belki 18 sıradağ aşmıyor. Fakat mütevazi bir şekilde manevi sıradağların ötesine yürüyor.

               Can dostum, meslektaşım, yoldaşım Avukat Günay Dağ haklı bir direnişe başladı. Bir kısmınız onu tanımayabilir. Düzen medyasının yok saymaya çalıştığı avukatlardandır çünkü o. Adı çeşitli basın ve yayın organlarında “hak savunucusu” diye bolca dolaştırılan avukatlardan bin kat daha fazla emek vermiştir halkların adalet mücadelesine. Fakat tam da bunun için, yaptıklarının bilinmemesi için en ağır sansüre uğrar. Dert etmez ama o bunu. Ne şöhret gibi bir derdi vardır ne de burjuva medyadan bir beklentisi. Aksine düzen medyasına çıkarılmamayı doğru yolda olduğunun kanıtı bilir.

               Kendisini biraz tanıtayım sizlere. İşkencede katledilen Engin Çeber’in avukatıdır Günay Dağ. Berkin Elvan’ın, Dilek Doğan’ın, kentsel dönüşümlerde evleri yıkılmak istenen yoksul halkın avukatıdır. Hasan Ferit Gedik’i katleden çeteler tarafından duruşmalarda bıçakla tehdit etmiş, kafasına zımba fırlatılmış ama vazgeçirilememiştir Hasan Ferit Gedik’in katillerine ceza istemekten. Adalet isteyen gençleri hapishanede yalnız bırakmadığı için parmağı, OHAL döneminde yaptığı gözaltı takiplerinde kolu kırılmış ama halkı savunmaya devam etmiştir o, her koşulda.

               Bir avuç işbirlikçi dışında, halkın içinde olan herkes Günay’ın dostudur. Avukat Ebru Timtik’in yoldaşıdır Günay.

               2017 yılında pek çok meslektaşımızla birlikte, hakkımızda bir komploya başvurulduğunda yurtdışındaydı. Uzlaşmanın ve acizliğin teorisini yapanlar gibi “Biz hiç kaçmadık ki” deyip de bavuluyla hapishane önüne teslim olmaya gelmedi. Faşizmin zulmüne teslim olmama hakkını kullandı. Meşruluğu olmayan adaletsiz kararlara boyun eğmedi ve yurtdışında kalmaya devam etti.

               Yunanistan’da yeni yeni ABD üsleri açılmaya başlandı. Yunanistan toprakları da bir NATO ve ABD karargahına çevrildi. ABD emperyalizmi bu topraklara daha çok yerleşiyorsa, Günay orada istenmez, gönderilmeliydi. Çünkü ABD emperyalizmi Halkın Hukuk Bürosu avukatlarına düşmandır. Öyle ki daha önceleri de Avukat Selçuk Kozağaçlı’yı ABD uçuş sahasından geçen Küba uçağına bile bindirmemişlerdi. Nihayetinde bir aşamada Yunanistan devleti, halkın onurlu avukatı Günay’a “Siyasi ilticanı iptal ettik. Seni burada istemiyoruz” dedi.               

               Kendi yasalarını çiğneme pahasına, bir tek halkın avukatından dahi nasıl da korktuklarını göstermiş oldular böylece. Bugün emperyalizm karşısında o kadar zayıflar ki, Günay’ın varlığına dayanamıyorlar.

Günay’ın hayatı bir adalet savaşı hikayesidir ki bu emperyalizm ve işbirlikçisi devletler için büyük tehlikedir. Günay, dostu olan Yunan halkları için de kötü bir örnektir zira.

               Günay; bir avukat, Tokat’lı bir halk çocuğu. Candan bir dost. Faşizm onu cezalandırmak istedi. ABD emperyalizmi, “Avukat Günay Dağ Yunanistan’da kalmamalı!” diye fetva buyurdu. İşbirlikçi Yunanistan, kendi yasalarını da çiğneyerek AKP ve ABD ile dostluğunu pekiştiriyor gereğini yapmaya çalışarak.

Günay ise bu haksız, hukuksuz ve gayrimeşru müdahaleye karşı kararlılıkla direniyor.  Bize de ona dostluğumuzu ve dayanışmamızı göstermek, direnişini desteklemek düşüyor.

Öyleyse fazla söze lüzum yok, yürüyelim…

*Bu yazı https://halkintutsakavukatlari.blogspot.com/?m=1 adresinden alınmıştır.*

Sosyal ağlarda paylaşın