Devrimci Avukat Barkın Timtik geçen mart ayında 22 meslektaşıyla birlikte hukuksuza yargılanıp 18 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Onuruyla mesleğini yapan Halkın Hukuk Bürosu Avukatı Barkın Timtik kapatıldığı hapishanede yaşanan hukuksuzlukları teşhir etmek amacıyla açlık grevine başlamıştı geçtiğimiz günlerde. Silivri hapishanesi tutuklu ve hükümlülere işkence ve keyfi uygulamaları ile gündeme gelen hapishanelerin başında geliyor.
Açlık grevine başlaması ile rahatsızlanması üzerine karnında yaklaşık 15 cm’lik bir kitle olduğu farkedildi Barkın Timtik’in. Ve kitle büyümekte idi.
Barkın Timtik’in, kendi tercih ettiği doktor veya doktorlar ile sağlıklı koşullarda tedavisine engel olan tutsaklığına son verilmesi, ertelenmesi gerekiyordu. Mevcut yasalar bu durumlarda cezanın ertelenmesini hükmediyor çünkü. Ama söz konusu devrimciler olunca, halkın onurlu evlatları olunca yasalar bile hükmünü yitiriyor her seferinde. Türkiye hapishaneleri binlerce hasta tutsak ile dolu. Ve bu hasta tutsaklar ya tutsaklık koşullarında ölüyor ya da hastalıkları tedavisi imkansız seviyeye ulaştığında serbest bırakılıyorlar.
Herkesin korkusu kitlenin kansere dönüşmesi idi. Çünkü 3 yıl önce Barkın Timtik’in annesi Fatma anne kanserden dolayı hayata gözlerini yummuştu.
Doktorların ilaç ile küçültülebileceğini söylediği kitleydi bu. Ve eğer tedavi için gerekli koşullar yaratılırsa bunu yapmanın mümkün olduğunu da dile getirmişlerdi.
Geçtiğimiz günlerde Barkın Timtik’i ziyaret için hapishaneye giden avukatı Barkın’ın hiç kimseye haber verilmeden hastaneye kaldırılıp ameliyat edildiğini öğrendi. Evet ilaç ile tedavi edilmesi mümkün iken, ne avukatlarına, ne yakınlarına haber vermeden ameliyat etmişlerdi Barkın’ı. Yani sonucunda hayatını kaybedebileceği bir ameliyata götürürken yakınlarına, avukatlarına haber verme gereği görmemişti faşizmin keyfiliği.
Kendi yasalarının gereğini yerine getirmektense haydutça yöntemle kaçırıp kimseden habersiz ameliyet etmişlerdi Mengele artığı doktorlarına.
Hasta tutsaklara ölme hakkından başka bir hak tanımıyor faşizm. Sadece hasta, tedavi edilmesi gereken tutsaklara yaklaşımından faşizmin hukuksuzluğunu ve insana verdiği değeri görmek mümkün.
Meslektaşları, yoldaşları, yakınları Barkın Timtik’in tedavisinin yapılması için serbest bırakılmasını istiyor. Ülkede ve Avrupa’da eylemlerle bu taleplerini dile getiriyorlar.
Hatırlayalım Ne olmuştu?
Tüm dünyanın tanıklık ettiği bir keyfilik ve zorbalık ile tutsak edilmişti Barkın Timtik ve diğer avukatlar. Hukuğun hiç bir kuralı dikkate alınmamıştı.
Avukatlar, 12 Eylül 2017’de bürolarına yapılan polis baskının ardından gözaltına alındı, 20 Eylül’de tutuklandı. Selçuk Kozağaçlı 13 Kasım 2017’de tutuklandı.
İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi, 14 Eylül 2018’de görülen duruşmada tutuklu avukatlar Ahmet Mandacı, Aycan Çiçek, Ayşegül Çağatay, Aytaç Ünsal, Barkın Timtik, Behiç Aşçı, Didem Baydar Ünsal, Ebru Timtik, Engin Gökoğlu, Naciye Demir, Özgür Yılmaz, Selçuk Kozağaçlı, Süleyman Gökten, Şükriye Erden, Yağmur Ererken, Yaprak Türkmen, Zehra Özdemir’in tahliyesine hükmetti.
Tahliye kararının hemen ardından aynı mahkemeye yeniden tutuklama kararı çıkartıldı. Hem de ışık hızıyla. Mahkemenin tahliye kararı ile yeniden tutuklama çıkartılması ve hatta bazılarının yeniden tutuklanması arasında geçen toplam süre 12 saat bile değil. Mahkeme başkanının tehdit edilerek bu kararı almaya zorlandığı çok açık idi.
Daha sonra, 20 martta mahkeme görüntüsü verilmiş piyes tertip edildi. AKP faşizminin pis işlerini yapan mahkeme başkanı Akın Gürlek denilen tetikçi girdi devreye. Ve toplamında 159 yıl ceza yağdırdı halkın onurlu avukatlarına. Onurunu satmış Akın Gürlek onurunu satmayanları cezalandırmıştı.