4 Ekim 2020 tarihli soL.org.tr haber sitesinde; ‘Örgütlü Aydın Şostakoviç’in İzinde’ başlıklı bir yazı yayınlandı.
Müzikolog Beste Nur Sarı’nın yazdığı yazıda örgütlü aydın ele alınmış.
Ancak yazının hiçbir yerinde, Grup Yorum’dan, bugünün örgütlü aydınlarından söz edilmemiş. Örgütlü aydın denince tartışmasız tek isimdir Grup Yorum. Yazar neden bundan söz etmemiş?
Yazının içinden birkaç alıntıyı paylaşalım;
‘Dolayısıyla Şostakoviç’i örgütlü bir aydın olarak resmetmek yalnızca Şostakoviç’e şükran borcumuzu sunmak için değil, bugün örgütlü aydına olan ihtiyacın yakıcılığını anlamak için gerekli.’
Örgütlü aydına olan ihtiyaç bugün çok yakıcıdır elbette. Ve örgütlü aydını savunmak için Grup Yorum’dan Helin Bölek, İbrahim Gökçek ölüm orucu yapmak zorunda kaldı. Hücre hücre bir savaş verdi.
Yaprak kımıldamazken, sanatçılar pandemi sürecinde bunalımdan bunalıma sürüklenirken, Grup Yorum örgütlü bir direniş sergiledi.
Yukarıdaki alıntıyı yazan kişi Türkiye’de yaşamıyor mu? Sanki hiç direnişler olmamış, sanki tüm dünyada sanatçıları aydınları harekete geçiren, birleştiren bir direniş olmamış…
Devam edelim alıntılara;
‘Aydının çeşitli biçimleri ve tanımlanması üzerine çokça yazı yazıldığını da düşünerek, aydın kavramının burjuva devrimlerinin bir ürünü olduğu ve günümüzde de bu biçimiyle sıkça kullanıldığı meselesini bir kenara bırakıp risk almayı tercih edeceğim ve aydın tanımını yeri geldiğinde burjuva aydınını da içerisine alan ancak güncelikten belirleren bir biçimde yapacağım.’
Beste Nur Sarı, ünvanından anladığımız kadarıyla, bu işin üniversitesini okumuş, müzikolog olmuş. Bir kez daha anlıyoruz ki, burjuva üniversiteleri hiçbir şey öğretmiyor. İşte bir müzikolog, aydın tanımını yukarıdaki gibi yapıyor.
Oysa, aydın tanımı Marks’tan bugüne çok kesin çizgilerle belirlenmiştir. Marks filozoflar için şöyle demişti: ‘Filozoflar dünyayı yalnızca çeşitli biçimlerde yorumlamışlardır; oysa sorun onu değiştirmektir.’ Bu tanım aydın tanımı için geçerlidir.
Aydın, dünyayı değiştirme kavgasında bizzat yer almalıdır. Aydın tanımının ölçüsü Helin ve İbrahim’dir artık.
Konser yapma hakkı için dünyada hiçbir sanatçı canını vermek zorunda kalmamıştı, ölüm orucu yapmak zorunda kalmamıştı. Dünyada sanatçılar arasında en aydın, en ileri olan Sosyalist Gerçekçi sanatçılardır. Bu gerçekleri burjuva üniversiteleri öğretmezler.
Aydın tanımı da sınıfsaldır.
‘Burjuva aydını’ yüz elli yıl öncesinde kalmıştır. Artık onun halkı aydınlatacak hiçbir bakış açısı yoktur, kendi ayak ucunu dahi göremeyecek haldedir burjuva sanatçı. Anladığımız kadarıyla burjuva üniversiteleri Beste Nur Sarı’nın da gözlerini kör etmiş. Örgütlü aydınlarımızı, Grup Yorum’u hiç görmemiştir.
Sarı, yazısını şöyle bitirmiş;
‘Aydınlaşma potansiyeli barındıran sanatçının harekete geçmek, bir şeyler yapmak için tarihteki o ‘mutlak an’ın gelmesi durumunu bir ön koşul olarak görmekten çıkması ümidiyle.’
Beste Nur Sarı nerede yaşıyor acaba? Ülkemizde harekete geçen, göğüs göğüse faşizme karşı direnen aydınlarımız yok mu? Gözleri kör olduğu için, aynı zamanda umutsuz.
Sol Haber’in Grup Yorum’u yok sayması ona zarar vermez. Sadece ve sadece ‘Sol haber’in soldan giderek uzaklaşmasını çabuklaştırır. Şostakoviç’in izinden hareket eden Grup Yorum’dur. Nazım’ın Vapstarov’un, Ruhi Su’nun öğret- tikleriyle sanat yapan Grup Yorum’dur. Sanata dair ve özellikle de müziğe dair ülkemizde yazı yazmak isteyenler, Grup Yorum’u hesaba katmak zorundadır. Neden Grup Yorum’u görmüyor, neden aydın olarak söz etmiyor? Bu basit bir unutkanlık değildir. Ya çok köklü bir fırsatçıdır yani oportünisttir bu yazar ya da burjuva eğitimine körü körüne inanmıştır. Yani halkımıza değil, burjuvaziye hizmet etmektedir.
Sonuç olarak; sol haber gibi kendisine ‘sol’ diyen yayın organlarının Grup Yorum’u yok sayması masum değildir. Bu tür sanat yazılarında neredeyse hiç söz etmiyorlar. Faşizmin tecrit politikasının bir aleti oluyorlar. Bu onları halkımızdan daha da uzaklaştırır.
Aydın sorumluluğumuz gereği uyarıyoruz, yolları yol değildir. Müzikten söz eden bir ‘solcu’ Grup Yorum’u görmezden geliyorsa, bu en çok onları tecrit eder. Grup Yorum, nasıl ki faşizme geri adım attırdıysa, ‘sol’ etiketiyle yazan ve tecrit, sansür uygulayanların da, tecritini parçalar. Grup Yorum’a değil, onlara kaybettirir!