Halk, AKP Faşizmine Karşı Meydanlarda; Halkın Önünde İki Barikat Var: AKP Faşizmi ve CHP Yönetimi!

AKP faşizmi, tetikçi savcı Akın Gürlek aracılığıyla halka, devrimcilere ve düzen içi muhalefete karşı saldırılarını, operasyonlarını sürdürüyor.
AKP faşizmi, son olarak CHP’nin cumhurbaşkanı adayı İmamoğlu’nu gözaltına aldırdı. Bu gözaltı operasyonu, oligarşi içi çelişkilerin vardığı noktayı gösteriyor. Düzenin kendi yasalarının tamamen çiğnendiği bir saldırı yaşanıyor.

Yirmi yılı aşkın süredir AKP faşizminin zulmü altında olan halk kesimleri, bu son saldırıyla birlikte öfkesiyle, tepkisiyle, adalet talebiyle meydanlara çıktı. Gençlik, üniversitelerden dışarıya çıktı.
Anadolu’da onlarca şehirde halk meydanlara çıktı.

Ancak, halkın ve gençliğin öfkesinin karşısına, AKP’nin polisinin dışında bizzat CHP yönetimi çıktı.
CHP yönetimi, elbette “hedef saray” diyemeyeceği için, kitleyi Ankara’da YÖK önünde, il binası önünde, İstanbul’da Saraçhane’de toplayarak, resmen öfkeyi yatıştırma politikası izledi.
Halkın Taksim’e yürüme talebini engelledi.
Ankara CHP İl Yönetimi, akşam saatlerinde, toplanan binlerce kişiye dağılıyoruz anonsunu yaptığında, kitle “yuhaladı”.
Aynı tepkiler, yer yer Özgür Özel’e yöneldi.

Devlet partisi CHP, devletin zarar görmemesi için bu büyük saldırıyı sıradan protestolarla geçiştiriyor.
Halkın ayaklanması, yeni Haziran ayaklanmalarının yaşanması, tüm düzenin en büyük korkusudur. CHP de aynı korkuyu duyduğu için, öfkeyi yatıştırma politikası izliyor.
AKP faşizmi, bunu bilerek saldırılarını sürdürüyor. Şu anda 10’a yakın CHP’li başkan tutuklandı. CHP öncekilerde de, sıradan açıklamaların dışında bir şey yapmadı.

Şurası açıktır; Sokaklara, meydanlara çıkan onbinler, sadece İmamoğlu için çıkmıyor. İmamoğlu’nun gözaltına alınması, AKP’nin zulmünde “bardağı taşıran damla”dır.
Tıpkı, Gezi’de ağaçların kesilmesinin o süreç açısından “bardağı taşıran damla” olması gibi.
İşte, AKP’nin de, CHP’nin de ortak korkusu budur.
Bu nedenle, faşist AKP iktidarı, polisiyle, faşist CHP yönetimi ise, politikalarıyla halkın adalet talebinin önünü kesiyorlar, halkın öfkesini bastırma ve yatıştırma peşindeler.

Halkımız! Gençlerimiz!
Özgür Özel, halkın öfkesini, tepkisini, adalet özlemini yine sandığa yöneltmek için, konuşmalarında “tepkimizi seçim sandığında göstereceğiz!” dediği anda, halktan büyük tepki gördü. Bir çok meydanda “çözüm sandıkta değil, sokakta, meydanda” sloganları atıldı.
Meydanlarda haykırılan “Hak, hukuk, adalet!” sloganları, “Polis defol, bu meydanlar bizim” sloganları, tüm halkın duygularını ve öfkesini yansıtıyor.
Evet, halkın çözümü sokakta, meydanlardadır.
Halkın çözümü, “uzlaşma”da değil, kavgadadır.
Halkın çözümü, “barış”da değil, emperyalizme, işbirlikçilerine karşı mücadelededir.
Meydanlarda ADALET talebimizi haykıralım.
Sadece İmamoğlu için değil, hapishanelerdeki tüm tutsaklar için özgürlük isteyelim.
Mücadele, Özgür Özellerin önderliğinde değil, onlar aşılarak gelişecek ve büyüyecektir.

Sosyal ağlarda paylaşın