Bugün, günün sözünü, ölüm yıldönümünün anısına, Türkiye devriminin önderlerinden Ulaş Bardakçı’dan aldık.
Ulaş, sözlerinde, “araştırıcı, öğrenici yanlarının onları düşmanı tanımaya ve bağımsızlık savaşçılığına götürdüğünü anlatıyor:
“Araştırıcı-öğrenici niteliğimiz ortaçağ karanlığından sıyrılmamıza yol açtı. Okuduğumuzu anlıyor, iğrenç sömürüyü, kol gezen işsizliği, açlığı, salgın hastalıkları, tüm gerçekleri
görüyorduk. Biliyorduk ki, finans-kapital, tefeci-bezirgan ikilisi iğrenç çıkarları uğruna memleketi emperyalizme peşkeş çekiyordu.
İkili antlaşmaları ile, NATO’su ile tüm zenginliklerimizi, yarattığımız değerleri dışarı taşıyor. Kendileri de sömürünün yüzdesini alıyorlardı. Yönetimin kafası, sömürüyü devam
ettirmenin yollarını bulmak için karşı çıkanı yok etmek için çalışıyordu…”
(İki Adalı, Turhan Feyizoğlu, syf. 390)