Grup Yorum ve Avrupa Dev-Genç, bir etkinlik için davet edildikleri Küba’ya gittiler.
Ve yazımızın hazırlandığı bu saatlerde halen Küba’dalar.
Ancak oraya gittiklerinde etkinlikten isimlerinin silindiğini öğrendiler.
Etkinlikten Grup Yorum’u ve Avrupa Dev-Genç’i silen kurum temsilcisi ile bir görüşme yapıdı.
Kurum temsilcisinin etkinlikten silme gerekçesi Küba’nın geldiği noktayı anlamak için çok çarpıcı.
Toplantıdan silinmelerinin sebebi “Grup Yorum’un illegal kurum olması” imiş.
Küba’da yalnız Grup Yorum değil, Halk Cephesi ve Dev-Genç de katılımcı olarak bulunuyor.
Ve bu üçünü de “illegal” olarak tanımlıyor temsilci.
KÜBA’NIN BİLGİ KAYNAĞI KİM, NERESİ?
Toplantı Anti-emperyalizmin konuşulacağı bir toplantı.
Kim düzenliyor: İCAP. Yani José Martí Küba Dostluk Derneği.
Nerede düzenlendiğini tekrar hatırlatalım. Küba’nın Başkenti Havana’da.
Jose Marti’nin kim olduğundan bahsetmeyeceğiz bu yazımızda ki konuyla çok yakın ilgisi var.
İCAP’ın başkanı ise “Kübalı Beşler” olarak bilinen ve yıllarca ABD’de hukuksuz şekilde tutuklu kalan 5 Kübalıdan biri olan Fernando Gonzalez Llort. Bu arada hatırlatmakta fayda var; Avrupa Halk Cephesi, Kübalı Beşler ABD’de tutsak iken, Avrupa’nın bir çok yerinde onların özgürlüğü için sayısız etkinlik ve eylemler düzenleyen bir kurum.
Ama bütün bunlar da bir yana; burada üzerinde durduğumuz konu, şu cümle: “Siz illegalsiniz”.
İCAP Temsilcisi, Halk Cephesi’ni, Avrupa Dev-Genç’i ve Grup Yorum’u “illegal” oldukları gerekçesi ile listeden sildiklerini söylüyor.Bir de emperyalistlerden ve Türkiye faşizminden duymaya çok alışık olduğumuz şu cümleyi sarfediyor temsilci: “Grup Yorum, illegal Halk Cephesi örgütünün MASKESİ”.
Duy da inanma.
Bir kere Grup Yorum illegal değil, Avrupa Dev-Genç illegal değil, Halk Cephesi illegal değil. Onu da bir yana bırakalım.
Görüşmede Grup Yorum üyesi “bu çarpık bilgiyi nereden aldınız?” diye soruyor. Kübalı temsilci “açıklayamam” diye cevap veriyor!
Neden açıklayamıyorlar?
Kim veya hangi kurum bu yanlış bilgilendirmenin kaynağı?
BAZI HATIRLATMALAR
Şimdi bazı şeyler hatırlayacak ve bazı şeyleri de hatırlatacağız.
Grup Yorum’un dünyanın birçok ülkesinde, -kapitalist dünyanın kapitalist ülkelerinde hem de- bir çok konser ve etkinlikler gerçekleştirdiğini, Grup Yorum elemanı toplantı yapılacak yerin önünde yaptığı açıklama ile çok güzel dile getiriyor ve tekrar soruyor: “siz bu bilgileri nerden edindiniz?”
Şimdi tekrar şu “siz illegal kurumsunuz” meselesine gelelim.
Toplantı, ABD emperyalizmini ülkesinden kovarak devrim yapmış, dünyaya yeniden umut olmuş olan bir ülkede, Küba’da yapılıyor. Toplantının içeriği anti-emperyalist birlik ve mücadele.
Emperyalizme karşı mücadele eden örgüt, parti ve kurum temsilcileri katılıyor.
Emperyalizmin vatan topraklarından kovulması konusunda Kübalılara öğretecek bir şey yoktur belki ama belliki hatırlatılması gereken çok şey var.
Emperyalizme karşı mücadele nasıl edilir sorusuna CHE ailesine yazdığı mektupta şöyle cevap verir:
“Topuklarımın arasında bir kez daha
Rosinante’nin böğrünü hissedeceğim, yine yola koyulacağım, kolumda kalkanım olacak.
Silahlı mücadelenin, kendi özgürlükleri uğruna savaşanlar için tek çözüm olduğuna inanıyorum ve inançlarımın gerektirdiği gibi davranıyorum. Bir çok insan bana maceracı diyecek. Doğru, maceracıyım, ama farklı bir cinsten: inandıkları şeyi kanıtlamak için yaşamlarıyla kumar oynayanlardan.”
Che de, Fidel de, emperyalizme, oligarşiye ve kapitalizme karşı devrim mücadelesinin her türlü araçlar ile sürdürülmesini savunur ve hemen tüm yazılarında, gerillayı, silahlı mücadeleyi mücadele yöntemlerinin merkezine koyar. Tüm diğer mücadeleleri silahlı mücadeleyi besleyecek şekilde ele alır. “Bir devrimcinin görevi devrim yapmaktır” diyen CHE yukarda bahsettiği silahlı mücadeleyi kısa ömrünün son saniyesine kadar vermiştir. Ve bu yüzden de onu, dünya halklarının kalbinden hiçbir güç söküp atamamaktadır.
Peki CHE, bahsettiği silahlı mücadeleyi legal bir parti çatısı altında mı yürüttü? Küba’da devrimi örgütleyen 26 Temmuz hareketi, legal bir parti miydi? Küba devrimi ile ilgili kitaplara tekrar bakmaya gerek var mı acaba?
CHE Bolivya’da katledildiğinde legal parti çatısı altında mı gerilla savaşı veriyordu?
KÜBA’NIN ÖLÇÜLERİYLE EMPERYALİZMİN ÖLÇÜLERİ BİR OLABİLİR Mİ?
Küba’nın, yani bir devrimi halk savaşıya başarmış bir ülkenin sınırları içerisinde yapılan bir etkinliğe katılan kurum veya kişileri illegal olduğu gerekçesi ile silmek, Küba’nın tarihine de, sosyalist niteiliğine de UYGUN DÜŞMEZ.
Küba’nın, kurumları, “illegal” diye katılımcı listesinden çıkarmak bir yana dursun, illegal olmayan yapılara temkinli yaklaşması beklenirdi. Çünkü dünya halklarının tecrübesi de, Küba devriminin tecrübesi de gösterir ki, halkların mücadelesine zarar veren sayısız olumsuzluğun kaynağı legalizmde hayat bulan reformizm, oportünizm olmuştur. Bu Küba’da da böyle oldu.
Kaldı ki İCAP yetkilileri çok az bir araştırma yapsa, yazının başında da belirttiğimiz gibi ne Grup Yorum’un, ne de Halk Cephesi ve Avrupa Dev-Genç’in illegal olmadığını görürdü. Emperyalizme karşı yapılan bir etkinliğe katılmak için gelen anti-emperyalist güçleri, “illegal” oldukları gerekçesiyle katılımcı listesinden çıkarmak anlaşılması ve onaylanması mümkün olmayan bir politikadır.
Dünyanın neresinde bir devrim, legal parti öncülüğünde yapılmıştır?
Devrimi örgütleyen, devrime öncülük eden parti illegaldir. Küba devrimi bunun en güzel örneğidir.
Bütün bunlar da bir yana, bu kurumlara ” illegal” diyen veya “illegal örgütün uzantısı ” diye hüküm veren emperyalizmin terör listeleri ve faşizmdir.
Sosyalist Küba, aynı ölçülerle bakıyorsa, orada bir sorun vardır.
«ADAYI BATIRIRIZ»DAN… NEREYE?
Küba devriminin önderlerinden Castro’un emperyalizmin saldırıları karşısında söylediği “adayı kapitalizme teslim edeceğimize batırırız » sözü tarihi bir sözdür. Hala hatırımızdadır.
Bu yaşananlardan sonra Grup Yorum’u seven bir dinleyici, Küba’da yaşayan bir Kanadalı dostunu arar ve «nasıl olur bu?» diye sorar .
Kanadalı «Küba’ya karşı tarihinde olmadığı kadar baskı olduğundan» bahseder.
Grup Yorum ve Avrupa Dev-Genç’e bu yapılan, Küba’ya yöneilk baskı ve kuşatmayla açıklanamaz.
TAM TERSİNE; KÜBA’YA YÖNELİK ULUSLARARASI BASKI VE KUŞATMA NE KADAR BÜYÜKSE, KÜBA DEVRİMCİLERE, İHTİLALCİLERE O KADAR YAKIN OLMALIDIR.
Adayı batırmak pahasına baskılara baş eğmeyen Castro’nun Küba’sında DEVRİMCİLERE karşı “terör listeleri” uygulaması kabul edilemez.
Devrimi, emperyalizmin köpeklerini Domuzlar Körfezi’ne dökerek savunmuş olan Küba, bugün devrimci örgütlerin silah bırakmasına arabuluculuk ediyor, onların faşist, oligarşik diktatörlüklerle barışmasını teşvik eden bir politika izliyor.
Halk Cephesi’ini, Dev-Genç’i, Grup Yorum’u ‘illegal’ olduğu gerekçesi ile listeden silen Küba AKP şefi faşist Erdoğan’ı en üst düzey protokol ile karşılıyor.
Grup Yorum elemanları ve Dev-Genç’liler, bir sosyalist ülkeye gitmenin heyecanı ile gittiler Küba’ya. Halkıyla, sosyalist uygulamalarıyla, sosyalizmin kazanımlarıyla o heyecanı duydular; ama Küba yönetimi açısından buldukları, görmeyi düşündükleri Küba değildi.
Küba’nın önünde de iki yol var: sosyalizm ya da emperyalist sistem.
Devrimcileri “illegal” sayan, devrimcileri, faşist, emperyalist yönetimlerin ölçüleriyle, reformist revizyonist, teslimiyetci güçlerin değerlendirmeleriyle tanımlayan, devrimcilerin gerilla savaşını bırakıp barış masalarına oturulmasını savunan politikalar, KÜBA’YI SOSYALİZM YOLUNDA İLERLETMEZ, EMPERYALİST SİSTEME GÖTÜRÜR.
Türkiyeli Marksist-Leninistler, emperyalizme karşı sosyalist Küba’yı savunmakta ve sahiplenmekte hep tereddütsüz oldular; yine öyle olmaya devam edecekler; Türkiyeli Marksist-Leninistler, dost gördükleri tüm ülkeleri ve güçleri, sosyalizmin ve halkların çıkarları penceresinden bakarak eleştirme konusunda da tereddütsüz oldular. Bu konuda da tereddütsüz olmaya devam edecekleri kuşkusuzdur.