Gökhan Güneş’i kaçıran işkenceciler: “Biz görünmeyenleriz”

6 gün önce kaçırılan Gökhan Güneş bulundu - Son Dakika Siyaset

Geçtiğimiz günlerde gündüz vakti bir araca bindirilerek zorla kaçırılan Gökhan Güneş serbest bırakıldıktan sonra yaşadıklarını anlattı.

Başına çuval geçirilerek kaçırıldığını, işkence gördüğünü ve tecavüz edilmekle tehdit edildiğini söyleyen Güneş, “Sorular da benim onlara muhtemelen istihbaratçısınız söylemlerim üzerine evet ya da hayır demediler fakat bazı konuşmalarında ‘biz görünmeyenleriz’ şeklinde söylemleri oldu” diye konuştu.

Kim bu görünmeyenler?

İşkenceciler kendilerini “görünmeyenleriz” diye tanımlamış ancak görünmeyenleri halkımız çok iyi tanır.

Devlettir görünmeyenler. Devletin gerçek yüzüdür.

İşkencedir.

Tecavüzle tehdit eder.

Eşine tecavüzle tehdit eder.

Kızına, annesine tecavüz ve işkence etmekle tecavüz eder.

İstanbul Başakşehir’de 20 Ocak günü kaçırılan elektrik işçisi Gökhan Güneş 138 saat sonra evine döndü. Sabaha karşı 6 civarında gözleri kapalı şekilde Bahçeşehir’de bırakılan Gökhan Güneş, kendi olanakları ile ailesinin evine döndü. Gökhan Güneş yaşadıkları ile anlattıklarına yabancı değil halkımız.

Mustafa Koçak’ın anlattıkları tüm dünyanın aklındadır. Kendisine, kızkardeşlerine tecavüz etmekle tehdit etmişlerdi. Ancak onurlu kalmayı tercih eden Mustafa Koçak devletin diğer işkence mekanizmaları tarafından katledildi. Adalet bakanı, içişleri bakanı, mahkeme başkanı, yargıtay, hapishane müdürleri, gardiyanlar, işkenceci doktorlar… tamamı birleşerek devletin gücünü göstermeye çalıştılara ancak devletin gücü Mustafa Koçak’ı teslim almaya yetmedi.

Son dönemlerde AKP faşizminin politikalarını halka daha fazla zulüm, adam kaçırma, işkence, ajanlaştırma faaliyetleri, kontra eylemler oluşturacağı giderek daha da belirginleşiyor.  Örgütlü ahlaksızlığın temsilcisi AKP faşizminin en iyi bildiği şeydir halka zulmetmek. Her kaçırdığına aynı tehdite, tecavüz tehdidine başvuran AKP’nin sapık polislerinin suç dosyası kabarıyor.

Ezilenlerin Hukuk Bürosu, attığı tweet ile Güneş’in bu sabah erken saatlerde İkitelli’deki evine döndüğünü duyurdu.

Güneş ve avukatları bugün İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi’nde kaçırılma olayına ilişkin bir açıklamada bulundu.

Güneş gözaltında yaşadıklarını şöyle anlattı:

“KAFAMA ÇUVAL GEÇİRİLDİ”

“20 Ocak tarihinde işe gitmek için biraz geç saatlerde çıkmıştım, tesadüftür tek gittim. Ortalama saat 12.00 civarında otobüsten indim, durakta kaldırımda bekleyen 4 kişi vardı. Bir tanesi pardon bakar mısın tarzında konuştu. Arkamı dönüp ona baktığımda bir anda hepsi birlikte üzerime çullandı. Sayının o esnada arttığını gördüm. Bir tane araca bindirmeye çalıştılar. Daha sonra ben direndim arabaya binmemek için kendimi bir şekilde geri çekmeye çalıştım. O direnci ortadan kaldırabilmek için elektroşok aletiyle elektrik verdiler. Daha sonra kendime geldiğimde bir arabadaydım. İki kişi koluma girmiş. Kafamı aşağı eğmiş bir çuval geçirmişti. Başka bir arabaya bindirdiler. Bir yere götürdüler, neresi olduğunu bilmiyorum, hiçbir şekilde görmedim, konum adres, mekana dair bir isim belirtilmedi hiçbir zaman.

“TECAVÜZLE TEHDİT EDİLDİM”

Elektrik verme, kaba dayak, ara ara soğuk suyla ıslatarak şiddet uygulama genelde bu uygulamalar, gerek çıplak olarak bazen üzerinmde sadece iç çamaşırı olacak şekilde uygulandı. Bazı anlarda mezar dedikleri bir bölüm var, sadece ayakta durabildiğiniz, elinizi kolunuzu kıpırdatamadığınız gözünüzün bağlı ve ellerin arkadan kelepçeli olduğu bir bölüme hapsedildim. Tehditler, teklifler yapılıyor. Yanı sıra tecavüz tehditleri gerçekleşiyor. 

“AJANLIK TEKLİF EDİLDİ”

 Benim tahminlerime göre bir gün önceki sabah bırakılmayı bekliyordum. Ona dair hazırlıklarının olduğuna dair hissiyatım gelişmişti. O gün bırakmadılar. Bizimle çalışmalısın, bizimle çalışır mısın? İşbirliği içerisinde olma gibi tehditleri oldu. Daha sonra birkaç kez bizim kim olduğumuzu biliyor musun? Sorular da benim onlara muhtemelen istihbaratçısınız söylemlerim üzerine evet ya da hayır demediler fakat bazı konuşmalarında ‘biz görünmeyenleriz’ şeklinde söylemleri oldu. Sabah saatleriymiş bir arabaya bindirildim, gözlerim bağlı. Dört kişi vardı muhtemelen. Arabaya bindirmeden önce çıkıştan önce, zaten üzerimdeki kıyafetlerin kendime ait değildi. Sadece pantolonum bana aitti. İç çamaşırlarım, çorap, gömlek onlar bana ait değildi, onlar verdiler. Çıkış yapmadan önce, boyun koltuk altları, vücut bölgemi temizlemeye dönük işlemler yaptılar kolonyayla. Üzerimi giydirdikten sonra parfüm falan sıktılar, montuma… Bırakmadan önce, bana onların şef dediği kişi, ‘hiçbir şeyini almadım, sadece sim kartını alıyorum bilgin olsun’ dedi. Ne için olduğunu sordum. Cevap vermedi. Git ister aynı hattı çıkar, ister değiştir dedi.

Daha sonra arabaya bindirildim. İnmeden önce kafam normal şartlarda bir peçeyle bağlı, üzerine bir bez geçirilmiş çuval tarzında onu çıkardılar. İki kişi kafamı aşağı bastırdı araçta.  İleri yürü, önün açık sakın arkana bakma sadece ileri yürü dediler. Ben biraz mesafe gittikten sonra gözümü açtım. Pamukla belli miktarda, gözümü kapatıp daha sonra da bantladıklarını fark ettim, sarmışlardı. Daha sonra telefonum olmadığından ulaşabileceğim bir ulaşım aracı da bulamadım. Sabah erkenmiş bilmiyordum akşam saati tahmin ediyordum bir güvenlik görevlisinden taksi çağırmasını rica ettim, taksiye bindim. Ailemin evine gelmişim.”

Sosyal ağlarda paylaşın