Artı Tv’ ye İbrahim Gökçek ile ilgili röportaj veren, Türkiye İnsan Hakları Vakfı kurucularından Dr. Şebnem Korur Fincancı “ İbrahim Gökçek’ in durumu hala çok kritik. Bizlerde ne olacağını bilmiyoruz. Meslektaşlarım ellerinden geleni yapıyorlar.” dedi.
Ayrıca ölüm oruçlarından ve açlık grevlerinden bahseden Fincancı “Özgür iradeleriyle verdikleri bir kararda ne yazık ki. Bizler ancak onların sesi olma yolunda bir tutum alabiliriz. Taleplerini duyurmaya çalışırız. Özellikle de bu talepler karıştırılabilir talepler olduğunda. İnsanların doğrudan haklarını ihlal eden birtakım tutumlarla karşı karşıya kaldıkları koşullarda. Tabii ki açlık grevi ve ölüm orucu yapmak zorunda kalması insanların ya da öyle hissetmeleri aslında çok olumsuz bir tablo ülkeler için çünkü başka mücadele yöntemleri başa çıkma araçları olmalı. Onların kalmadığını düşündüğünde insanlar tek yollarının bedenleri ile mücadele etmek olduğunu düşünüyor.” dedi.
Aynı zamanda adil yargılama hakkı için de ölüm oruçlarının olması hakkında Fincancı şunları söyledi: “Tabii Adil yargılama hakkı örneği önemli . Bir insanın bunu talep etmesinden daha doğal bir durum olamaz. Aslında bunu talep etmek zorunda kalmak bile anlaşılır değil. Çünkü zaten adil yargılama olması gereken bir durum. Eğer adil yargılama olmuyorsa adaletten yoksun bir toplumda yaşıyoruz demektir. Daha doğrusu artık ona toplum değil topluluk denir. Adil yargılama hakkının verilmesi için insanların yanında olmak ve sesini duyurmak bizim sorumluluğumuz. Yine aynı şekilde insanların sözünü söyleyebilmesi, ifade özgürlüğü, müziğini sanatını özgürce ifade edebilmesi çok temel bir hak ve dolayısıyla bu nedenle açlık grevi ya da ölüm orucu yapmak zorunda hissediyorsa insanlar kendilerini bizim onların taleplerini duyurmamız lazım.”