Filistin direniş örgütleri, işbirlikçi Abbas yönetiminin saldırıları karşısında uzun süre, çatışma dışında çözüm yolları aradılar. Ancak Filistin Yönetimi’nin “Vatanı Koruma” diye adlandırdığı operasyon, artık bardağı taşıran damla olmuştur. Saldırıların geldiği bu noktada, dişe diş bir mücadeleden başka yol kalmamış görünüyor.
Cenin Taburu halka yaptığı açıklamada “İstedikleri eğer kansa, buna varız” dedi.
Kudüs Tugayları’nın Batı Şeria Komutanlığı da, Filistin Yönetimi’nin Cenin’de direniş güçlerine karşı başlattığı operasyona karşı halkı ayağa kalkıp harekete geçmeye çağırdı.
Açıklamada şunlar vurgulandı:
“Her yerdeki Arap ve Filistin halkımızın evlatları
Toprak aşkıyla birleşen ve toprağının işgalin kibir ve nefretinden arınmış olarak geri dönmesini arzulayan sizler
Büyük mesajınızın düşmana ve işbirlikçilerine ulaşmasının zamanı geldi; direniş, halkımızı ve ulusumuzun özgür insanlarını savunmak için bizim yaklaşımımızdır.
Kan halkımızın kanıdır, dua dinimizin bir direğidir ve düşman her ikisine de dokunmuştur.
Batı Şeria’nın şehir, köy ve kasabalarındaki halkımızı greve gitmeye, öfke günü ilan etmeye ve “Şehitlerin kanı bizi birleştiriyor düşman aramızda pusuda bekliyor” sloganı altında bir halk gösterisine katılmaya çağırıyoruz.
Bu seferberlik, Batı Şeria’daki Direniş’in yuvası olan Cenin kampının desteklenmesi ve Gazze Şeridi’nde kuşatma altında tutulan ve bu acımasız düşmanın baskısı ve ateşi altında olan kardeşlerimizin değerli kanlarının desteklenmesi için yapabileceğimiz en ahlaki ve meşru görevdir.
Mücadelemiz devam ediyor..
Silahlarımız her alanda meşrudur!”
İŞBİRLİKÇİLERE KARŞI MÜCADELE, İSRAİL’E KARŞI MÜCADELEDEN AYRILAMAZ!
Şehit Basil Al-Araj şöyle diyordu: “Her Filistinli, otoriteyle (Filistin Yönetimi’yle) herhangi bir çatışmanın başka bir Filistinliyle değil, işgalin araçlarından biriyle çatışma olduğunu anlamalıdır.”
