Erdoğan’nın ev sahipliğinde sarayda yapılmasından dolayı bu sene oldukça tartışılan Adli yıl açılışı yapılıyor. 52 Baro öncesinde açılışı protesto ederek katılmayacaklarını açıklamışlardı. Türkiye Barolar Birliği ise açılışa katılarak Adalet’e, temsilcisi olduğunu idda ettiği Savunmaya değilde Devletine ve onun başı Erdoğan’a bağlı olduğunu ortaya koydu. Bu tavrının karşılığında ise açılış töreninde konuşan Erdogan’dan bir “aferin” alabildi. Açılışta konuşan Erdoğan, “Yargıtay ve TBB Başkanımızı, bu bağnaz ve provokatif dayatmalara karşı gösterdikleri dirayetli ve demokratik duruş sebebiyle tebrik ediyorum” dedi. Yargıtay’ı, Danıştay’ı, Barolar Birliği ile tamamen faşizme bağlı olan yargı sistemi tam teşekkül Erdoğan’ın sarayında hazır kıta Erdoğan’ı dinleyip alkışladılar.
Erdoğan açılış konuşmasında verdiği kararlarla yaptığı hemen hemen her hukuksuzluğu onaylayarak artık iyice teşhir olmuş Yargı’yı savunarak şöyle dedi:
Türkiye, halkın iradesini en üstte tutan kuvvetler ayrılığı fikrine ve bunun üzerine bina ettiği demokrasi anlayışına hep bağlı kalmıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Türk milletinin birliğini, beraberliğini, tüm kurumlarıyla etkin şekilde işlemesini temin, cumhurbaşkanının en öncelikli görevidir. Anayasamızın lafzında ve ruhunda açıkça yer alan bu yaklaşımı, kuvvetler ayrılığı için bir tehdit değil tam tersine birleştirici bir güç olarak görüyoruz….Yasamanın, yürütmenin ve yargının kendi içlerinde bağımsız bir şekilde çalışması, hepsinin de anayasada cumhurbaşkanına verilen ‘devletin başı’ misyonu etrafında birlikte hareket etmelerine mani değildir
İsminiz ‘Bağımsız Yargı’ olabilir ama nihayetinde bana bağımlısınız halka açılan savaşta birlikte hareket ederek bana hizmet edeceksiniz! Faşizmde Yargıya biçilen rolü böyle özetledi Erdoğan. Hak arayan işçileri, sanatçıları avukatları tutuklayan onlarca yıl cezalar veren, verdiği izinlerle toprağımızı talan ettiren yargı ise bu misyonunun bilinciyle aslında bağımsızlık gibi bir dertlerinin olmadığını ise açılış için koşa koşa saraya gideceklerini açıkladıklarında ortaya koymuşlardı zaten.
Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit ise şu sözleriyle “Bağımsız Yargı” cilasıyla parlatılmaya çalışılan yargıyı şöyle savundu:
Cumhurbaşkanlığı sistemine geçilmesiyle birlikte parlamenter sistemden farklı bir kuvvetler ayrılığı gündeme gelmiştir. Yargının tarafsızlık özelliği güçlendirilmiş, yargının denetleme ve denge görevi kuvvetlendirilmiştir.
Faşizmle yönetilen ülkelerde yargı tamamen halka karşı savaşın ayaklarından biri olarak görev yapar. “Kuvvetler ayrılığı”nda bahsedilen Yasama, Yürütme ve Yargı birbirinden bağımsız gibi gözükse de hepsi birden Faşizmin halka uyguladığı baskının değişik kuvvetleridir. Yasama kanunları çıkarır, yürütme bunları uygular Yargı ise bunları hukuka uygunmuş gibi göstermekle, meşrulaştırmakla görevlidir. Faşizm baştan ayağa sömürü ve adaletsizlik demektir. Halkın adalet talebinin karşında yargı vardır. Görünürde Adalet sağlaması gereken Yargı aslında bu adaletsizliği üreten sistemin üç önemli kuvvetinden biridir. Onların konuşmalarında yargının gerçek sorunlarını bulamazsınız talan edilen topraklarımız, katledilen insanlarımız, tutuklanan onlarca yıl hapse mahkum edilen işçiler sanatçılar, adaleti savunduğu için tutuklanan avukatlar, halkın adalet talebi yoktur, Faşizmin talimatları vardır sadece.
Bu nedenle Yargının Erdoğanın çağrısıyla Saray’da açılış törenine koşarak gitmesi aslında faşizmin ruhuna en uygun açılış töreninin yapılmasını sağlamış oldu.