EN BİLGE ÖĞRETMEN HALKTIR!

“O topraktan öğrenip
Kitapsız bilendir”

EN BİLGE ÖĞRETMEN HALKTIR!

Geçtiğimiz günlerde otobüste yolculuk yaparken ön koltukta oturan bir anne ile oğlunun sohbetine denk geldim.
Anne dizinin üzerine koyduğu bir kağıdın üzerine elektronik bir akımın işleme prensibini çizerek oğluna anlatıyordu. Muhtemel ki anne mühendis, oğlu ise günümüz gençliğinin yoğun ilgi gösterdiği mekatronik ile ilgileniyor.
Anne ısrarla işlem prensibinin doğru olduğunu teknik terimlerle ıspatlamaya çalışsa da oğlu ikna olmuyordu.
En sonunda annesi, oğluna “bak ben tecrübeliyim” dedi. Oğlu ise “doğru bilgi üzerine kurulmayan tecrübe, tecrübe değildir” dedi.

Bu sohbet üzerine aslında “ikna etmek ve sonuç almak” üzerine düşündüm. Yaptığımız çalışmalarda tecrübe ediniyoruz. Bazı çalışmalarımızda ise “tecrübelerimize” dayanarak ısrarcı oluyor ve sonuç alamıyoruz. Tecrübe ettiğimiz içinde yöntem değiştirmek yerine, neden sonuç alamıyoruz diyerek moral bozukluğu yaşıyoruz. Oysa halk en sade hali ile bunu formüle ediyor; “Doğru bilgi üzerine kurulmayan tecrübe bize yol gösteren bir tecrübe değildir.

Elbette her tecrübe devrimciyi, devrimciliği geliştirir ve şekil verir. Bizim yoğunlaşmamız gereken kısım, köşe taşı yapacağımız kısım “doğru bilgiler üzerine kuracağımız tecrübeler yaratmak olmalıdır.” Israrcılığımız ve ikna etme iddiamız “doğru bilgi/diyalektik 4 materyalizmin 3 ilkesi ile sınadığımız bilginin pratiğe geçmesinden elde edilecek tecrübe ile hareket etmeliyiz. Böylesi bir tecrübe ile ikna eder ve sonuç alırız. Aksi halde anne-oğlun arasında yaşanan tartışma yaşanır ve oğlunu ika edemeyen anne gibi oluruz. Oysa ki biz devrimciler değişimin ikna etmek ve sonuç almanın sonucunda yaşanacağını biliyoruz. Çünkü diyalektiğin ilkesi açıktır; Nicel birikimler nitel sıçramalara neden olur. Tecrübeler nicel birikimlerdir.

Sosyal ağlarda paylaşın