6 Şubat depreminde Adıyaman’da gençlerin üstüne çöken İsias Otel davası başladı. İsias otel’de, çoğu Kıbrıslı 72 kişi katledilmişti.
Kıbrıslılar, İsias sanıklarının “olası kast” temelinde yargılanmalarını istiyorlar.
Ancak, savcılık iddianamede katillerin “bilinçli taksir” suçundan yargılanmasını istedi.
Taksir, “kusur” demek.
Sözlükte taksirin karşısında şöyle yazıyor:
“bir işi eksik yapma, kusurda bulunma, kusur işleme”.
Aileler ve hukukçular sanıkların hafif ceza almasını sağlayacak ‘bilinçli taksir’ yerine müebbet almalarını sağlayacak ‘olası kast’ ile yargılanmasını talep ediyor. Ortaya çıkan bilirkişi raporları, ifadeler, tanıklıklar davanın bu yönde gitmesi gerektiğini söylüyor.
Faşizmin mahkemeleri, 40 bin insanın katledildiği 1999 Marmara depreminde de hiçbir katliamcıya bu cezayı vermediler. Fakat yine de adalet için mücadeleye devam etmek gerek. Bu anlamda Kıbrıslıların davaya sahip çıkmaları çok önemli.
Bu bir adalet mücadelesidir.
Faşizmin mahkemelerinden adaleti yerine getirecek kararların çıkıp çıkmaması belirleyici değildir. Belirleyici olan, o mahkemelerde adalet mücadelesini yükseltmektir.
Ülkemizde sayısız infaz davasında, faşizmin mahkemelerinin katilleri cezalandırmayacağı bilinmesine rağmen, halkın avukatları adalet mücadelesinden vazgeçmediler. Yüzlerce işkenceci, bu ısrarlı, kararlı, yılmayan mücadele sonucunda deşifre edildi, mahkemelere çıkarıldı. Bazılarına cezalar vermek zorunda kaldılar.
Deprem davalarında da katillerin mahkemelere çıkarılmasını ve cezalandırılması talebi, haklı, meşru bir taleptir. Katillerin yaptıklarının yanlarına kar kalmaması gerekir. Belki mahkemelerden o sonuçlar çıkmaz, ama katillerin ve onları koruyanların teşhir edilmeleri de halkın adalet mücadelesinin bir kazanımıdır.
Editor
“KUSUR” DEĞIL KATLİAM!
Sosyal ağlarda paylaşın