Dünya halklarının mücadelesi, inişli çıkışlı bir çizgi izliyor.
Sınıflar mücadelesinin bu özelliğine bağlı olarak, dünyanın güçler dengesi açısından da bu geçerli.. Bazen ulusal ve sosyal kurtuluş mücadeleleri yeni mevziler kazanıyor, bazen emperyalistler.
Son olarak “Suriye düştü!”
Emperyalizm cephesi “bayram “ediyor. Suriye’nin düşmesiyle Ortadoğu’da, Afrika’da emperyalizme muhalefet eden güçlere karşı bir mevzi kazanmış oldular. Onyıllardır yenemediği Fiistin direnişini etkisizleştirme hayalleri kuruyor.
İlerici kesimler arasında da Suriye’nin düşüşünden sonra “moral bozukluğu” görülüyor.
Halklar kaybettiği her mevziyi geri alacaktır. Bu tarihin hükmüdür.
Evet emperyalistler, bombalarla, uçaklarla saldırdıklarından daha kapsamlı bir şekilde medya üzerinden saldırıyorlar.
Sosyal medyadan yağdırılan yalan bombaları, uçakların yağdırdığı bombalar kadar tahripkar.
Bu bombardımanın tek amacı var:
Dünyayı karanlığa boğmak.
Dünya ancak, hiçbir yerde bir umut ışığı kalmazsa, karanlığa boğulur.
İşte bunun için halkları, devrimcileri umutsuzlaştırmak istiyorlar.
Umutsuz değiliz.
Umutsuz kalmayacağız.
Çünkü dünyanın dört bir yanında ve ülkemizde direnişler var. Asya’dan Afrika’ya, Avrupa’dan Amerika’ya, küçük veya büyük, bugün için etkili veya etkisiz, emperyalizme boyun eğmeyen güçler var.
BİZİM GÜNEŞİMİZ DİRENİŞTİR.
Özgür tutsak Çiğdem Şenyiğit’in öykü kitabının adı buydu.
Direnişler olduğu müddetçe, dünyamızı karanlığa boğamayacaklar.