Direnişe Sansür yazılarının üçüncü bölümünde Birgün ve Evrensel gazeteleri var. Direnişe doğrudan veya dolaylı sansür uygulayanların arasında onlar da var. Birgün ve Evrensel, emekten yana olma, demokrat, ilerici olma iddiasında bulunan iki yayın organı. Dolayısıyla, sadece bu tanım bile onların direnişleri sayfalarında yansıtmaları yükümlüğünü doğuruyor. Ama TAYAD’lıların, tutsak yakınlarının Sibel Balaç ve Gökhan Yıldırım’ın ölüm orucu direnişin yayınlanmasıyla ilgili bu gazetelerle yaptıkları görüşmeler, bu yükümlüğün yerine getirilmediğini gösteriyor. TAYAD’lılara kulak veriyoruz yine:
BİRGÜN: “Yeterli İnsanımız Yok!”
BİRGÜN GAZETESİ’ne gittiğimizde Dilan Esen isimli Birgün çalışanıyla görüştük. Bu kişi de Birgün’ün menajeri.
Henüz yetkili biriyle görüşemedik. Son gitmemizde yine başkasıyla görüşmek istediğimizi söyledik, toplantıda olduklarını söyledi.
Daha fazla gündeme almaları gerektiğini, doğru düzgün haber yapmadıklarını anlattık.
“Bize böyle demenize şaşırdım. Biz sizin haberinizi yapıyoruz. Hatta avukatlarıyla da görüşüyoruz. Bize haber yapmıyorsunuz diyemezsiniz. Çok sık yapıyoruz. Bizim öyle size ambargo uygulama gibi bir anlayışımız olamaz” dedi.
“Biz 2 haber dışında haber görmedik, ne zaman yaptınız, düzenli bakıyoruz sayfanıza” dedik.
“Bazen başlıkları farklı atabiliyoruz, gözünüzden kaçmıştır” dedi.
Birgün gazetesinin sitesine bakıldığında Sibel’in dosyasının incelemede olduğunun ve onaylandığının haberi var sadece. Bir de bu görüşmeden sonra Erkan Yıldırım oturma eyleminin 3. gününde gözaltına alındığında, onun haberini yaptılar.
Ölüm orucu direnişçileri, koskoca 120’li günlerindeyken sadece 3 HABER yaptılar!
Son gitmemizde Erkan Yıldırım’ın oturma eylemine başlayacağı haberini vermiştik.
Yoğun olduklarını, az insan olduklarını, oturma eylemine gelmeye çalışacaklarını ama bunun sözünü veremeyeceğini söyledi.
Orası 2 katlı bir bina. Terasında 10 kadar muhabir mola için oradalardı. Açıkta, görünüyordu. Yoğun olduklarını söyleyince, “Terasta da epey insan vardı, onlar muhabir olmalı, onlardan biri gelebilir değil mi” deyince hiç ses etmediler.
***
EVRENSEL: “Yeterli Yerimiz Yok!”
Son olarak; EVRENSEL GAZETESİ’ni aktaralım.
Daha önce Sibel ve Gökhan’ı anlattığımız için oturma eyleminin bilgisini verdik. Cem adlı bir çalışanla görüştük.
Onlara da neden haberimizi yapmadıklarını, neden direnişçilerin seslerine ses olmadıklarını, neden hep yapacağız deyip geçiştirdiklerini sorduk.
Kısıtlama getirmek zorunda olduklarını söyledi.
Neden kısıtlama yaptıklarını sorduk.
“Gazetede sayfa boyutu belli, haber giren alan belli, çok fazla gündem var. Hepsini aynı anda gazeteye koyamıyoruz” dedi.
“Her haberin önemi ayrıdır, ama hiçbiri birbirinin yerine geçmez. Bir gazeteci bütün yaşananları gündeme taşımakla yükümlüdür. İki insanın hayatından bahsediyoruz, bundan daha öncelikli, gündeme oturacak bir şey olamaz. Yer yok diye haber yapmamazlık edemezsiniz” dedik.
Bu kısıtlamayı kimin getirdiğini sorduk. “Haber Müdürü” dedi. “O zaman haber müdürüyle görüşmek istiyoruz, direk onunla muhattap olmak istiyoruz” dedik.
“Haber müdürü benim” dedi.
İnternette de haber yapmalarında bir sakınca olmadığını, orda yer kısıtlaması olmayacağı için haberlerini yapabileceklerini söyledik. Yine ısrarla orda da yapmıyorsunuz dedik. “Az insan var, yoğunuz, yetmeye çalışıyoruz, siz yürüyüşün bilgilerini bize mail atın, biz oradan gündemimize alıp geliriz haber yapmak için” dedi.
Baştan savmak için öyle dedi. Hapishanelerdeki hak gasplarına, AKP faşizminin keyfi tutuklama terörüne, dijital delillerle devrimcileri on yıllarca tutsak etmesine “gazetelerinde yer olmadığı” gerekçesiyle cevap veren cbir basın ancak bu terörü uygulayanlara hizmet ediyordur.
BURJUVAZİNİN DİRENİŞ ÜZERİNDEKİ SANSÜRÜNE ORTAK OLMAK, SOL DEĞERLERDEN UZAKLAŞMAK, DİRENİŞİ YOK SAYMAK SUÇTUR. EVRENSEL DÜZEN İÇİLEŞMENİN, BEDEL ÖDEMEMENİN GETİRDİĞİ BİR SONUÇLA BUGÜN DİRENİŞİ YOK SAYIYOR. SADECE BEDEL ÖDEMEYİ GÖZE ALABİLENLER FAŞİZME DİRENEBİLİR.