Devlet Gözetiminde Sigara Kaçakçılığından Kurulan İmparatorluk: Medya, Eğitim ve Petrol Patronluğu

ÖZEL HABER

Türkiye(GHA) Henüz 15 yaşındayken iş hayatına atılan ve bölgenin avantajlarını kullanarak kaçakçılık işlerine başlayan Zamanhan Can, 1950 yılında kurduğu kaçakçılık imparatorluğunu vefatından sonra çocuklarına bıraktı. Can ailesi, özellikle sigara ve petrol kaçakçılığından elde ettikleri gelirlerle, devletin gözetiminde devasa bir imparatorluk kurdu.

Sigara kaçakçılığından kazanılan 88 milyar TL’nin önemli bir kısmı, Türkiye’nin önde gelen özel eğitim kurumlarını satın almak için kullanıldı. Can Holding, 90 milyon dolar ödeyerek Bilgi Üniversitesi’ni, 800 milyon TL’ye ise Doğa Koleji’ni bünyesine kattı. AKP’nin 24 yıllık iktidarı boyunca “yürü ya kulum” denilerek desteklenen holding, 121 şirket kurarak faaliyet alanlarını genişletti. Bu alanlar arasında Show TV, Habertürk, akaryakıt ve lojistik gibi kilit sektörler de bulunuyor.

Kaçakçılıktan holdingleşmeye

Doğubeyazıt’ta küçük bir dükkanda kaçakçılar çarçısı diye bilinen yerde işe başlayan Can ailesi, o dönemde Türkiye’nin ilk kaçakçılık mağazasını Doğubeyazıt’taki Meteor bölgesinde, sınır kapısında bir free shop açarak kurdu. Bu, devletin gözetiminde kaçakçılığa başlamalarının bir göstergesiydi. AKP hükümetinin iktidarında devletin eliyle büyütülen bu kaçakçılık olayı, bugün Türkiye’nin en ünlü televizyon kanallarını, üniversitelerini ve kolejlerini kaçak parayla satın alabilecek boyuta ulaştı.

AKP Yeni Kaynaklar Peşinde

Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı, Can Holding yöneticileri Mehmet Şakir Can, Kemal Can ve Kenan Tekdağ’ın da aralarında bulunduğu 10 kişi için gözaltı kararı verdi. Herkes tarafından kaçakçı olarak bilinen ve AKP tarafından korunduğu bilinen holdinge yapılan bu baskın, akıllara soru işaretleri getirdi. Özellikle AKP hükümeti gücünü kaybetmeye başlarken, yeni kaynaklar yaratmak için para akışını sağlayan holdinglere çökmeye çalıştığı biliniyor. Ancak bu sefer çökülen holdingin, bizzat AKP hükümetinin sigara kaçakçılığı ve kara para aklama konusunda göz yumduğu bir “ortak” olduğu biliniyor. Bu durumda, AKP, her zaman yaptığı gibi, kendi aralarındaki pastayı paylaşamayınca tüm pastaya el koymaya çalışıyor. Böylelikle Can Holding’e ait 121 şirkete el konuldu.

AKP Bu İşin Tam Ortasında

Yıllardır devlet eliyle yapılan sigara kaçakçılığından bir imparatorluk kuran Can Holding’in, AKP’ye payını vermeden bu kadar ilerleyemeyeceği herkes tarafından bilinen bir gerçek. Devlet, en küçük işletmeleri bile vergi kıskaçında boğarken, bir holdingin devlet izni olmadan 88 milyar TL’lik kaçak sigara parasıyla bu kadar iş yapması imkansızdır. Bunun en önemli delili olarak, Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Ahmet Selim Köroğlu’nun Bilgi Üniversitesi mütevelli heyetinde yer alması gösteriliyor. Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanları, Erdoğan’ın avukatlarıyla birlikte birçok şirketin kontrolünü yürüten kişiler olarak biliniyor. Bu tür olaylar, “FETÖ borsası” ve “çürümüş bir sistemin adliyelerinde para karşılığında insanları serbest bırakan” AKP’ye yakın avukat ve hakimlerin yakalanmasıyla da gün yüzüne çıkmıştı.

Erdoğan Payını Almadı mı?

Türkiye’de Erdoğan’ın bilgisi olmadan hiçbir şirketin düzgün bir şekilde faaliyet gösteremeyeceği biliniyor. Özellikle “beşli çete” olarak bilinen müteahhitlerin devletin tüm ihalelerini aldığı ve Erdoğan ailesinin de bu ihalelerden pay aldığı bilinen bir gerçek. Hatta bazı kamu ihalelerinin bu müteahhitler aracılığıyla doğrudan Erdoğan ailesi adına yapıldığı daha önce basına yansımıştı. Dün Can Holding’e yapılan operasyon, “ne paylaşamadılar da bu operasyon geldi?” sorusunu akıllara getiriyor.

Can Holding ve Habertürk’ün başındaki Kenan Tekdağ’ın, operasyonu öğrenir öğrenmez Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmeye çalışarak operasyonları durdurmaya kalktigi ogrenildi.

AKP’nin eski milletvekillerinden Şamil Tayyar ise X’te (Twitter) yaptığı açıklamada, operasyonun durdurulması için “çok yetkin insanların devreye girdiğini” belirtti. Bu durum, devletin eliyle kaçakçılık yapan bu holdingin yine devletin bazı insanları tarafından korunmaya çalışıldığını gösteriyor. Pasta o kadar büyük ki, herkes bu pastadan bir şeyler kapma derdine düşmüş durumda.

AKP, Eğitim Kurumlarını Sigara Kaçakçılarına ve Tarikatlara Bıraktı

AKP iktidara geldiğinden bu yana, özellikle eğitim, sağlık ve diğer kurumları ya tarikatçılara ya sözde iş insanlarına ya da kaçakçılara bıraktı. İsmailağa Cemaati’nin FETÖ’den boşalan sağlık alanlarını devralması, Nakşibendi gibi tarikatların hem eğitim hem de yurtları ele geçirmesiyle biliniyor. Şimdi de sigara kaçakçılığından eğitim kurumları ve televizyonlar satın alan, milyarlarca lirayı devletin gözü önünde bu işi yapan bir holdingin masum değildir.

Yapılan operasyon sonucunda savcı, Can Holding’in sigara kaçakçılığından kara para aklamaya kadar birçok suçunu sıraladı. Ancak bu kadar paranın devletin gözü önünde nasıl kazanıldığı, AKP’nin eliyle nasıl bu kadar büyütüldüğü ve devletin vergi dairelerinin bu “halk soyguncularını” nasıl görmezden geldiği sorularına yanıt verilmediği görülüyor veya bu soruları soracak cesareti yok.

El konulan medya kuruluşlarının bir süre TMSF’nin elinde kalacağı, ardından AKP iktidarına yakın bir holdinge satılacağı tahmin ediliyor.
GHA

Sosyal ağlarda paylaşın