(Aşağıdaki yazı, 6 Mayıs’ın bir başka yıldönümünde GHA’da yayınlanmıştı. Bugünkü uzlaşma, teslimiyet ve tasfiye süreciyle birlikte güncelliğini-geçerliliğini hala koruyor olması nedeniyle tekrar yayınlıyoruz.)

6 Mayıs 1972’de asıldılar.
Denizler kimdi sorusunun çok net cevabı var Türkiye devrimci hareketi için.
Onlar, Türkiye devriminin yolunu açanlardır.
Onlar, revizyonizme, reformizme, pasifizme karşı devrimin bayrağı açanlardır.
Onlar, salon sosyalistlerine karşı, düzen içi solculuğa karşı, inandıkları dava uğruna bedel ödemeyi göze alan bir devrimcilik geleneğini başlatanlardır.
Türkiye devrimine, Türkiye ve dünya halklarına büyük bir miras bıraktılar.
Bu mirasın altını darağaçlarında büyük bir cüret ve kararlılıkla imzaladılar.

Bugün onların şehitliklerinin 52. yılı.
Bir çok kesim, onları anıyor, onlar hakkında açıklamalar yapıyor.
Denizler’i sahiplenmek, anmak, elbette güzel.
Ancak;
bu anma ve sahiplenmelerin bir kısmındaki ikiyüzlülüğe, istismarcılığa değinmezsek, en başta Denizler’e haksızlık yapmış oluruz.

Denizler’in mirası,
Avrupa Birliği emperyalizmine “evet” diyenlerin değildir.
Denizler’in mirası,
NATO politikalarına ortak olanların DEĞİLDİR.
Denizler’in mirası,
sosyalizmi, proletarya dikktatörlüğünü reddedip, devrimden umudunu kesip CHP kuyruğuna takılanların DEĞİLDİR.
Denizler’in kurduğu THKO’yu (Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu’nu) LAĞVEDİP, Denizler’in hayatlarını verdiği silahlı mücadele çizgisini TERKEDİP, parlamenterizmin bataklığına GÖMÜLENLER, “Denizlerin yolundayız” diyebilirler mi?
Parlamenterizmin bataklığında çırpınıp, sosyalizmi mahkum edip, devrimcilik, sosyalizm adına kapitalizmin restorasyonunu savunanlar, darğacında “Yaşasın Marksizm-Leninizm” diye haykıran birinin mirasının sahibi olabilirler mi?
İşte burada bir ikiyüzlülük vardır.
İşte burada halka karşı bir aldatma vardır.
İşte burada, onların, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan ve yoldaşlarının yarattığı değerleri ve sempatiyi istismar etme vardır.

Evet, onlardan bize kalan büyük bir miras vardır.
Bu miras, onların yolunda sözde değil, gerçekten yürüyenlerindir.
Bu miras, bugün de Amerika’ya, Avrupa’ya, NATO’ya ve tüm emperyalist politikalara karşı anti-emperyalizm bayrağını dalgalandıranlarındır.
Bu miras, hayatın her alanında Denizler gibi, Mahirler gibi, İbolar gibi direnenlerin ve onlar gibi savaşanlarındır.
Bu miras, vatanseverlerindir.
Bu miras, Marksist-Leninistlerindir.
Gerisi lafazanlıktır.
