DENİZLER, KENDİ TANIMLARIYLA “TÜRKİYE HALK KURTULUŞ ORDUSU SAVAŞÇISI”DIR!
Bu Gerçeği Gizleyenler, En Başta Denizler’e Saygısızlık ve Haksızlık Yapmış Olurlar!

Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan…
1960’ların ikinci yarısındaki gençlik hareketinin önderlerindendiler.
Ancak onların ufku “gençlik hareketi”yle sınırlı değildi.
Onların ufku, mücadele içinde giderek gelişti ve Türkiye devrimini hedeflediler.
Bu amaçla, TÜRKİYE HALK KURTULUŞ ORDUSU’nu kurdular.

Deniz Gezmiş idam edildiğinde, 25 yaşındaydı. İdam sehbasına çıktıklarında, Yusuf Aslan 25, Hüseyin İnan ise 23 yaşındaydı.
Deniz Gezmiş, O güne kadarki kısa mücadele sürecinde 8 kez tutuklandı ve 2,5 yılı aşkın süre tutsak kaldı.
Hüseyin İnan, 23 yaşındaydı ama teorik olarak içlerinde “hoca” lakabını alacak kadar donanımlıydı.

6-7 yıllık mücadele hayatlarında,
boykotlara, işgallere, yürüyüşlere önderlik ettiler.
Bir çok silahlı eylem gerçekleştirdiler.
Amerikan Büyükelçisi Commer’in arabasının yakılmasında onlar vardı.

  1. Filo defol eylemlerinde Mahirlerle birlikteydiler.
    Topraksız köylülerin toprak işgallerine, köylü eylemlerine katıldılar.
    Zap Suyu’na köprü yaptılar.

Evet, “terörist” değillerdi.
Ama bu “silaha” uzak durdukları için değildir. Veya “kimseyi öldürüp öldürmedikleri”yle belirlenen bir sıfat değildir.
Tersine, “darağacındaki üç fidan”ın önderi ve mensubu oldukları örgütünün adının da gösterdiği gibi,
onlar askeri bir örgütlenmenin önder ve savaşçılarıydılar.
Kurdukları örgütün adı Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu idi.
THKO’nun kuruluşunu, 4 Mart 1971 tarihinde yayımladıkları bir bildiri ile halka duyurdular.
ORDU..
Ordu ne için kurulur?
Savaşmak için.
Denizler de Türkiye’nin bağımsızlığı için bir SAVAŞA girdiler.
Üç fidan, bu ordunun önderi, yöneticisi ve savaşçısıydılar.
Bir çok silahlı eylemi bizzat gerçekleştirdiler.

Hüseyin İnan
“”Politik mücadele yöntemlerinin en üst düzeyine şiddet politikası ve şiddet politikasının temel yöntem olduğu politik mücadeleye de silahlı mücadele diyoruz.” diye yazar. (Türkiye Devriminin Yolu -Mart 1972)
“Ordu”nun görevi “halkın silahlı gücü” olmaktır.
THKO, kendi tanımlarıyla, örgütsel düzey açısından ne bir parti ne de bir ordudur; parti ve ordu fonksiyonlarını birlikte üstlenen bir örgüttür.

Bütün bu gerçekler ortadayken,
onlara bu özellikleriyle sahip çıkamayıp,
onları olduklarından, yaşadıklarından farklı göstererek sahip çıkıyor görünmek,
onların gerçeğini saygısızlıktır.
onların inançlarına ve verdikleri mücadeleye saygısızlık ve haksızlıktır.

O nedenle diyeceğimiz odur ki,
onları gerçekte oldukları gibi sahiplenmeye cüret edemiyorsanız, bırakın sahiplenmeyin.
Sahiplenecekseniz, onlar kendileri için ne diyorlarsa, ona göre sahiplenin.

Sosyal ağlarda paylaşın