“DAHA” TANRISI!

  • Basından –
    Kuşak farklılığından söz edilirdi sıklıkla; yetişkinlerin dünyasına yeni dönem materyalleriyle giren bir ergenin “anlaşılma” umudu, büyük bir çukura dönüşmeden hemen önce. Şimdi avuç içi kadar KAPİTALİST DÜNYA kuşak farklılığını ortadan kaldırdı, tüm kuşakları aynı hatta hizaya çekti.

HEMEN BAK VE HEMEN UNUT!

Ancak yine de çocukları için kaygılanan “geleneksel” bir kuşak ile “ama artık y ve z kuşağı büyütüyoruz” diyenler arasında “çözümsüz” bir tartışmanın nesnesi haline dönüştü bu hayat. Birileri -ki o birileri üstün zekâsıyla tüm insanlığa hitap ediyor artık, ona modern tanrı diyebiliriz- hayatı hazırlayıp önümüze koyduğu andan itibaren, bizim bir şeyler için fazladan çabalamamıza gerek kalmadı. Küçük bir kusur var elbet; eskiden insan düşünen bir hayvandı. Birkaç düşünen KAPİTALİST TANRI geri kalanın düşünmesini ortadan kaldırdı! Bilme araçları aynı zamanda hafıza üzerinde silme görevi de görüyor. Bu dipsiz kuyudan, örneği kitap metaforunu kullanarak vermek dahi yeterli. Günümüzün değişen okuma, bilme alışkanlıkları karşısında hışırt hışırt çevirdiğimiz sayfaların pek bir önemi yokmuş gibi görünüyor. O sayfaların yerini tuşlar ya da dokunmatik ekranlar aldı. Kitap sayfalarını çevirmek zulüm bazıları için. Ve henüz bir yaşındaki çocuğun mahir parmakları arasında kaydırdığı dünyanın kalabalık ve içeriksiz olduğuyla da kimse ilgilenmiyor artık. Annesi Amazon, babası Alibaba olan bir nesil sonsuz kopyalanmış gibi ilişmiş hayatlarımıza! Sürekli dikkat dağıtan etmenlerle, kendine yazılı çizili olandan yol yapma arasında hakiki bir savaş yaşanıyor.

KİTAPLARIN BÜYÜSÜYLE DALINAN UYKULAR YERİNİ DİJİTAL IŞIKLAR ARASINDA SUNULAN DÜNYANIN ÇEKİCİLİĞİNE BIRAKMIŞ!

Kitap okumadan uyumayanların hayal dünyası çok mu kısıtlıydı? Değil, o anda elindeki kitabı yazan kişinin hayal dünyası, kurgusu, fantastik eşiği ana belirleyendi ve çitleri birkaç tema etrafına örülmüştü.
Cep telefonu cepte durmuyor ki;
hyatak başında bir ışık, hbir radyo, hbir kitap ve ahenkli bir festival organizatörü olarak isteklerinizi bekliyor, honları şarjı el verdiği ölçüde gerçekleştirmeye çalışıyor.
BU ARADA SİZ NE HALDESİNİZ? SAĞLIKLI UYKU İÇİN YOGA MI LAZIM YOKSA SADECE MEDİTATİF MÜZİK KÂFİ Mİ? hBir tık ötede dünyanın tüm müzikleri listelenmiş biçimde duruyor… hBas birine ve dal uykuna… hAvuç içi kadar bir dünya yetiyor her ihtiyacımıza! Burada durmak lazım. hKolaylaştırılmış bir hayatın çok kısa sürede kendine DUVARSIZ bir rutin oluşturduğunu söyleyebiliriz. Her şeye şarjımız ve paramız kadar erişebilme sınırsızlığı damağımızda nasıl bir tat bırakıyor? Fatura geldikten sonra önce tuzlu, talep ve fatura koşuşturmacası içinde bir süre sonra acı bir tat hissediyoruz.
Bu tüketim çılgınlığı içinde yetinme duygumuzu kaybediyor; hhep daha fazlası, hdaha renklisi, hdaha yenisi için tutuşuyoruz… “Daha”lar bizim yeni efendimiz oluyor, biz de “daha”ların kölesi… Yeni tanrının adı Daha olsun! Daha tanrısı ahlaksız Daha tanrısı bencil Daha tanrısı kirli Daha tanrısını biz yiyoruz sanıyoruz ama o bizi yiyiyor Kitap okumanın günümüzde bir savaşa dönüştüğünden söz ederken dahi nasıl dağılıyorum, bakın.
Demek ki, avucumuza sığdırdığımız dünya bizi hedeften de şaşırtıyor.
Beyinler de yavaş yavaş boşalıp telefon ve tabletlerle yerleşilecek başka bir gezegenin varlığına fazlasıyla ikna… Bir gün gidilecek bu diyardan, orası net! Ama kefenin cebi hangi modele göre dizayn edilecek mesele orada…

(Yukarıdaki yazı, Halk Okulu dergisinin bu hafta çıkan 30 Kasım 2025 tarihli 316’ncı sayısından alınmıştır.)

Sosyal ağlarda paylaşın