ÇÖLLEŞİYORUZ!!!

BM raporuna göre Türkiye’nin yüzde 88’i çölleşme riskiyle karşı karşıya.

Birleşmiş Milletler (BM) desteğiyle hazırlanan yeni bir rapor, son iki yılda tarihin en ciddi kuraklıklarından birkaçının gerçekleştiğini tespit etti. Raporda Türkiye’nin 2030’da ciddi bir kuraklıkla karşı karşıya kalabileceği uyarısı yapıldı.

Ülkemizin kuraklaşması ve giderek çölleşmesi ile ilgili sebepler alt alta sıralanırken “kâr” üzerine kurulu kapitalist yağma düzenine elbette değinilmedi.  Ancak buna rağmen geleceğimiz, ülkemizin geleceği için çok önemli noktalara değinildi.

Raporda Akdeniz bölgesine özel bir bölüm ayrılıyor ve hava sıcaklıklarındaki artışla yağışlardaki düşüş dikkate alınarak iklim değişikliğinin ana merkezlerinden biri olarak değerlendiriliyor.

Akdeniz ikliminde kuraklığın normal olduğu ancak sıklığı ve etkisinin 1950’lerden bu yana hızla arttığı belirtiliyor.

Rapora göre bölgede ortalama hava sıcaklıklarının 2050 yılında 2-3 derece, 2100 yılında 3-5 derece arasında artması bekleniyor.

Her 2 derecelik sıcaklık artışı, bölgede suya erişimin yüzde 15’e kadar varan oranda azalması anlamına geliyor.

Türkiye yarı kurak ve toprak parçalanmaya yatkın. Ülkenin yüzde 88’i çölleşme riskiyle karşı karşıya” ifadelerinin yer aldığı rapora göre, 21. yüzyılın sonunda Türkiye’de yağış oranları yüzde 30 oranında düşecek.

2019’da Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’ne (OECD) göre su konusunda sıkıntılar yaşayan ülke kategorisinde olan Türkiye, 2030’da “su fakiri” ülke kategorisinde olma riskiyle karşı karşıya.

Bu da, nüfusun ve tarım alanlarının yüzde 80’inin beş yıl içinde kuraklık riskiyle karşı karşıya kalması anlamına geliyor.

Birleşmiş Milletler raporunda kuraklaşma ve çölleşmenin çevresel koşullarına değinilmiş ancak bu koşulların nasıl oluştuğuna değinilmemiş. Soğuyan dünyamızda belli yerlerin sıcaklığının artması, kuraklaşma ve çölleşme gibi sonuçların asıl sebebi kapitalist emperyalist dünyanın dizginsizliğidir. Hiçbir çevre kaygısı gütmeksizin doğayı yok eden, iklim dengelerini bozan kapitalist üretim ilişkileridir.

Ülkemizde ise durum bunun çok daha ötesindedir.

Irmakların, derelerin kontrol edilmemesi sebebiyle oluşan seller ile kaybolan topraklar, her yıl başta yağma ve talan amacıyla yakılan ormanlar, madenlerle, zehirli aramalar ve zehirli atıklarla yok edilen bitki örtüsü, çevreyi zehirleyen endüstri, ekilmeyen topraklar… gibi bir çok sebepten dolayı ülkemizin çölleşmesi artık birkaç beş yıl sonra gerçekleşecek. Ülkemizin yüzde 88’inin çölleşme tehlikesi elbette halk düşmanı vatan haini AKP faşizmini ilgilendirmiyor. Bunun için önlem almasını beklemek saflık olur çünkü alınabilecek en önemli önlem AKP iktidarının yağma ve talanına son vermek olacaktır. Bunu AKP’nin yapması mümkün değildir.

Emperyalizmin emriyle ülkemizin çölleşmesine izin vermeyelim.

Ülkemizi çölleştirmeden örgütlenip, açlığımıza, yoksulluğumuza sebep olan bu yağma düzenini yıkıp yerine halkın iktidarını kuralım.

Sosyal ağlarda paylaşın