“CHP ÇİZGİSİNDE BİRLEŞEN ‘SOL'” yazı dizimizin 3. bölümündeyiz.
Sosyalizmi savunanların, daha doğrusu savunduğu iddiasında olanların CHP’nin (veya başka bir düzen partisinin) başarısından “mutlu” olması mümkün mü?
Bu sorunun cevabı siyasi olarak hayır.
Ama ülkemizde CHP’lileşen “sosyalistler”de, böyle oluyor.
Sosyalist bir teorisyen ne yapar? Halkın mücadelesinin önünü açacak teoriler yapar.
Ama bu seçimler öncesi ve sonrasında ne gördük? Onlar CHP’ye, hatta AKP’ye akıl hocalığı yapıyor, onlara danışmanlık veriyorlar..
Evet, bunları dikkat çekerek, Halk Okulu dergisindeki “CHP Çizgisinde Birleşen Sol” yazısından yararlanarak hazırladığımız yazı dizimizin üçüncü bölümüne devam ediyoruz.
TİP, Ülkemizin CHP’li “Mutluluğunu Paylaşıyor,
Halkımızın “İnadını” Selamlıyor!
Ama halkımız TİP’i selamlamıyor. Seçimlerde CHP’nin oylarını artırması TİP’i neden mutlu ediyor? Çünkü TİP’in çizgisi de CHP çizgisidir.
Çünkü CHP’nin “Laiklik”, “Kadına karşı şiddet”, “çevre”
gündemi”, TİP’in de temel gündemleridir. Halka,
CHP’den farklı verebilecekleri bir şey yoktur.
Onun için TİP seçim değerlendirmesine bu başlığı
atmış:
“Ülkemizin Mutluluğunu Paylaşıyor, Halkımızın
İnadını Selamlıyoruz!”
TİP’e göre CHP’nin yüzde 37 oy alması “ülkemizin
mutluluğu ve başarısı ve halkımızın yüzde 37 ile CHP’ye
verdiği oy, tüm olumsuzluklara rağmen yılmadan zafere
ilerleyen halkımızın inadı ve kararlılığıdır.”
TİP’in hayalindeki “zafer”, CHP eliyle AKP’nin yönetimden düşürülmesinden başka bir şey değil.
İyi o halde TİP bize CHP ile AKP farkını ve
CHP’nin yönetiminde neyin değişeceğini anlatsa da görsek farklarını!
O dillerine doladıkları “Saray İktidarı” gidince, yerine CHP eliyle ne getireceklerini anlatsalar da bilsek.
Ne yapacaksınız? CHP eliyle saray yerine “Kerensky hükümetini”ni kuracaksınız?
TİP’ten Sol Partisi’ne, EMEP’den TKP’sine reformist grupların tavrı 1917 Şubat Devrimi’ni hatırlatıyor. Çarlık Rusyası’nda Çar’ı devirip yerine burjuvazinin hükümetinin kurulmasını destekliyor, dönemin Rusya’sında, Rusya’nın reformist, revizyonist sol grupları.
Fakat halkın gelenin gidenden farklı olmadığını anlaması ve Bolşevikler önderliğinde iktidarı alması da sadece Şubat’tan Ekim’e 8 ay sürüyor.
Eminiz ki bugün CHP yönetime gelse gerçek yüzünün görülmesi belki 8 ayı da bulmayacaktır.
TİP’İN CHP’YE KATKISI!
Bakın CHP’ye katkısını nasıl açıklıyor TİP;
“Partimiz Türkiye’de AKP-MHP blokunun ve saray iktidarının
yenilgisini önceliklendirmiştir ve bu konumunu korumaktadır. Bu sebeple 1350 il ve ilçe, belde, belediye
başkanlığı seçim çevresinin sadece 156’sında aday göstermiş geri kalan seçim çevrelerinde “CHP”ye kazandırmak için aday göstermemişler.
Bir kez daha hatırlatalım; Türkiye’deki sistemin adı
“saray iktidarı” değil, faşizmdir. Ve TİP bize anlatsın CHP
gelince faşizm yerini demokratik bir yönetime mi bırakmış olacak?
“Halk Demokrasisi” de demiyoruz, çünkü CHP’ye bu misyonu biçmek herhalde en iflah olmaz reformistin bile yapamayacağı ucubelik ve apolitiklik olur.
Soruyoruz CHP iktidarında “burjuva demokratik bir yönetim mi gelecek?
Evet, bu yalanı söylüyor reformizm; “Saray iktidarı”
gidecek, demokrasi, demokratik yönetim gelecekmiş.
Tüm reformistler bu yalanlar eşliğinde CHP propagandası yapmış, halka bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm
için mücadele yerine CHP’ye oy verme propagandası
yapmıştır.
Reformizm ülkemizdeki faşizm gerçeğini de görmek, anlamak istemiyor. Oysa ülkemizdeki faşizm yani baskı, zulüm AKP’ye özgü bir tercih değil, yeni sömürgecilik ilişkilerinin, yani dizginsiz sömürünün sonucudur. Bu nedenledir ki Türkiye’nin bağımsızlığını, savunmayan,emperyalist sömürgecilik ilişkilerine karşı olmayan, NATO’ya karşı olmayan kimse demokrasiyi savunamaz.
CHP, TİP gibi partilerin en çok yapabilecekleri şey,
demokrasicilik oyununu AKP’den daha iyi oynayacaklarını iddia etmek olabilir.
TİP’in dilindeki devrim, devrimci olmak, söylemlerinin bir aldatmacadan başka bir şey olmadığı açıktır; gerçek, CHP destekçisi pratikleridir.
Evet bize anlatın; AKP’nin uyguladığı politikalar bir
avuç tekeli 5 kattan fazla büyütürken halkımızın büyük
bölümünü açlık sınırının altında yaşamaya mahkum etti.
CHP hangi ekonomik politikaları uygulayacak?
AKP’nin uyguladığı hangi ekonomik politikaları uygulamayacak?
OLİGARŞİNİN TEK BİR PARTİSİ YOKTUR: BÜTÜN DÜZEN PARTİLERİ ONLARINDIR.
AKP’nin uyguladığı ekonomik politikaları emperyalist
kurumlar, Dünya Bankası, IMF, Mc Kinsey gibi merkezler
belirliyor. CHP’nin ekonomi politikalarını bunlar belirlemeyecek mi? CHP bunların karşısında mı?
Yancıya soru sorun ki gerçeği itiraf etmek zorunda
kalsın. Soru üstüne soru sorun ki yalanı ortaya çıksın.
Onun için reformizme soruyoruz!
‘Sınıflar üstü’ bile değil, burjuvazinin temsilcisi, parti
üstü “PERSPEKTİF”, gökdelenlerin tepesinden seçim
sonuçlarını buluyor!
TÜSİAD’ın, oligarşinin tek bir partisi yoktur. Bütün
düzen partileri onların partisidir. Döneme göre birini
geri çekip, diğerini öne çıkarırlar. Onlar için bir dönem
AKP kullanışlı partidir, başka bir dönem MHP ya da CHP
olur. ANAP, DYP, Refah Partisi, DSP örneğinde olduğu
gibi bir dönem kullanıp sonra çöpe de atabilir, sonra
çıkarıp gerekirse tekrar da kullanabilir.
Aynı şey emperyalist politika açısından da geçerlidir.
Perspektif’teki yazılardan biri Hatim Efe’ye ait, başlığı
“İktidara Ders, CHP’ye Kredi, Siyasete Denge.”
Başlık bile perspektifin perspektifini anlatmaya yetiyor. Siyaset dendiğinde halkı akıllarına bile getirmiyorlar, sadece burjuva partileri akıllarına geliyor.
Burjuva partilerinden sağcı AKP ile “solcu” CHP arasında dengeli oy dağılımı “siyasete denge oluyor. Ve başlıyor Hatim
Efe, oy dağılımını “objektif” ama burjuvazi gözüyle
“objektif” analiz etmeye. Sonra da AKP’ye de, CHP’ye de
siyaset dersi vermeye başlıyor.
Örneğin; “AK Parti’nin özellikle kritik büyükşehirlerde YRP’nin işbirliğini sağlaması, DEM Partinin CHP’ye
yakınlaşmasını engellemiş ve İyi Parti’nin erimesini durdurması gerekiyordu. Bu üçü de yapılamadı.”
Duydunuz mu AKP’liler?
Tekellere daha çok hizmet, daha fazla baskı ve zulüm düzeninizi sürdürebilmek için Efe size bunları öneriyor. İşinize yararsa parasını ödeyip yönetim danışmanı yapın.
Ama o da tüm yönetim danışmanları gibi sizin bildiğinizi size satmaya çalışıyor, tıpkı meşhur yönetim danışmanı fıkrasındaki gibi…
Peki, neden insanlar CHP’ye oy vermiş, bunu da
CHP’ye kredi açma diye değerlendiriyor. Ne demekse
bu!? Herhalde insanlar şöyle düşünmüşler; “Yüzde 37
bu CHP’ye oy verelim de bakalım görelim ne yapıyor?
Gereğini yapmazlarsa oylarını yine yüzde 25 düşürürüz.
Tam bir yönetim danışmanı perspektif yazarları,
çünkü koyunla köpeği ayırt edemeyecek kadar yaptıkları işe de yabancılar, hiçbir şeyden anlamıyorlar!
Aptal bir yönetim danışmanı bir teori atıyor ortaya, ne bilimsellik ne sınıflar mücadelesiyle ilgisi olmayan bir teori,
tüm diğer papağan yönetim danışmanları tarafından
anlamı sorgulanmadan tekrarlanıyor.
“SOL” GÖRÜNÜP BURJUVAZİYE DANIŞMANLIK VEREN DANIŞMANLARA GÖRE CHP’NİN SINAVI
Bakın CHP’nin en önemli sınavı neymiş?
CHP’nin en önemli sınavı ise “toplumun bugün belediyeleri yönetmek için verdiği muazzam krediyi neden
10 ay önce ülkeyi yönetmek için kaçırdığını doğru etüt
edip, toplumun verdiği siyasal krediyi belediye başkanlarının kişisel algısının ve performansının ötesine taşıyarak siyasal bir tutuma dönüştürmeyi başarıp başaramayacağı olacak”mış.
Ne anlatıyor bu cümle?
Yani CHP öyle bir siyasal söylem ve tutum geliştirecek ki, halk ona kanıp oy verecek!
Bunu söylemek pratik tahlil adına ne ifade eder? Hiçbir
şey.
Alıp bu yazıyı çöpe atsanız çöpünüzü fazladan kirletir.
Politik tahlil yapacaksan, CHP’nin yapısal özelliklerini
tahlil et?
Nedir CHP’nin ideolojisi?
Nedir CHP’nin ekonomi politikası?
Nedir CHP’nin sınıf özelliği?
Emperyalizmle ilişkisi nedir?
NATO’ya, ABD’ye, AB’ye bakışı nedir?
Kapitalist sisteme bakışı nedir?
Hangi söylem ve politikayı geliştirebilir CHP?
Bunlar politik çözümleme yapanlar için bilinmez şeyler değil.
Bir diğer perspektif yazarı Baki Lakoğlu “CHP’nin
Dönüşen Siyaseti” övgüsü yapıyor. Ancak diyor “bu
dönüşümün CHP’nin sorunlu kurumsal yapısı ve
kimlik/ideoloji problemi çözüme kavuşturulmadan ne
derecede sürdürülebilir olacağı belirsizdir.”
Burada elbette CHP’nin sol ideolojisi benimsenmesi
beklenmiyordur.
Lakoğlu’nun CHP’den beklentisi ‘sol’ söylemi sürdürmesi. Yani demagoji ve yalanla halkı aldatmayı bekliyor.
Biz söyleyelim; sürdüremez. Çünkü
her türlü yalan demagoji sistemin krizine gerçeklere
çarpıp parçalanacaktır.
- devam edecek –