Halkın Avukatları Konuşuyor;
Sanık Sandalyesinden Tarih Yazmaya Devam Ediyorlar
Bugün Halkın Avukatları, bir kez daha “sanık” sandalyesinde idiler.
Saat 10.30’da İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlayan duruşmada, duruşma salonuna getirilen Timtik ve Kozağaçlı, hukuksuzlukları yargılamaya devam ettiler?
BU DAVA NE ZAMAN VE NASIL AÇILDI?
Bugün 18. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen bu dava, 2013 yılının Ocak ayında, ÇHD’li ve HHB’den avukatlara yönelik baskın ve gözaltılarla başladı.
ÇHD Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı’nın da aralarında olduğu onlarca avukat, bu operasyonda gözaltına alındı, tutuklandı ve uzun süre tutuklu kaldılar.
Avukatlar tahliye edilmelerinin ardından, 2017 yılında tekrar tutuklandılar ve haklarında yeni davalar açıldı.
Bugün görülen duruşma, 2013 Ocak ayındaki operasyona ait dosyanın duruşmasıydı.
Bu dosyada 22 AVUKAT yargılanıyor.
Dünyanın Dört Bir Yanından Avukatlar Oradaydı:
AKP faşizmi, ÇHD üyelerini ve Halkın Hukuk Bürosu avukatlarını “bunlar terörist”, “bunlar terör örgütünün avukatları” diyerek tecrit etmeyi hedeflerken, AKP’nin saldırısı tersine döndü ve dünya çapında bir çok avukat örgütü ÇHD ve HHB’li avukatlarla dayanışma içine girdiler.
10 Temmuz’daki duruşmada da bu dayanışma devam etti.
Duruşmaya, Fransa, İtalya, Belçika, Yunanistan, Lüksemburg, İsviçre ve Hollanda’dan avukatlar katıldılar.
Avukat Selçuk Kozağaçlı, dayanışma için orada bulunan avukatlara seslenerek şöyle dedi: “Her duruşmamız gibi bu duruşmayı da takip eden misafir meslektaşlarımıza teşekkür ederim. Onların sayesinde yargılanırken dayanışma içinde olduğumuzu hissediyoruz.”
Ebru Timtik de savunması sırasında “Dünyanın diğer barolarından ve ülkemizden davayı izlemeye gelen meslektaşlarıma teşekkür ederim.” diyerek dayanışmaya dikkat çekti.
Yargılayanlar, Yargılanandı
Duruşmaya avukatlardan Selçuk Kozağaçlı ve Ebru Timtik getirildiler.
Savunma avukatları dosyalarını sunduktan sonra, Ebru Timtik ve Selçuk Kozağaçlı ayrı ayrı söz alarak, bu davadaki hukuksuzlukları, çarpıklıkları, hapishanedeki baskıları teşhir ettiler.
Özür dilemediler. Ah vah etmediler. Birşeyleri yumuşatmaya çalışmadılar. AKP faşizminin hakimlerinin olmayan vicdanlarına seslenmediler.
Doğrudan ve açıkça savundular yaptıklarını.
Yapmaya devam edeceklerini söylediler.