Bir avukat yargılanıyor.
Geçen hafta duruşması görüldü.
Günlerden 25 Eylül.
Yer: İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi.
Saat: 13.30
Bir avukat yargılanıyor.
Suçu:
Cizre’de, Sur’da bodrumlarda katledilen Kürt halkıyla dayanışmak ve katliamı protesto etmek için yapılan eyleme katılmak.
Bu eyleme katılarak “Terör örgütü propagandası yapmak”.
Avukatın adı Ebru Timtik.
Bir avukat yargılanıyor; elleri ters kelepçceli.
Avukat Timtik, duruşmaya ters kelepçe ile getirildi. Mahkeme heyetinden bu durumun tutanağa geçirilmesini talep etti. Heyet, talebini cevapsız bıraktı.
Bir avukat yargılanıyor.
Ve bu ülkedeki hukuk, adalet düzenine bakın; avukat duruşmaya getirilirken, işkenceden geçiriliyor.
Timtik Silivri Hapishanesi’nden getirilirken yolda yaşananları şöyle anlattı: “Yol boyunca Ring aracında kamera ile izlenmek istedim. Beni izlemek isteyen jandarmalar erkek. Biz araçta iki kadınız. Buna karşı çıktık diye darp edildik.”
Av. Timtik, bu işkence sonucu yolda kusup bayıldı.
Duruşmada avukatlar, Av. Ebru Timtik’in uğradığı işkence nedeniyle mahkeme heyetinden suç duyurusunda bulunmasını talep ettiler.
Sonucu tahmin edersiniz.
Timtik Tarihe Cevap Veriyor:
Ezayı, cefayı, kabul etmiş durumdayım. Yeter ki ülkem özgür olsun!
Timtik: Ne yaptık toplandık, sesimizi duyurduk. Bilirkişi incelemesini çıkarın, ne yaptıysam ne söylediysem aynısını burada yine söyler, yine savunurum.
Timtik: Ben avukatım, ben halkın haklarını savunurum. Çağdaş Hukukçular Derneği yöneticisiyim, tüzüğün yetkisiyle halkımı savundum. Engelleyebildik mi Taybet Ana’nın katlini, insanlarımızın çırılçıplak soyulup onurlarının kırılmasını? Yapamadık. Ama elimizden bu geliyordu, bunu yaptık.
Timtik: Cizre’de gerçek bir olağanüstü hal vardı. Elektrik yok, su yok, cenazeler 1 hafta yerde kaldı. Buzdolabında sakladılar cenazelerini. Suçları neydi bu insanların?
Timtik: Ezayı, cefayı, tüm zorlukları kabul etmiş durumdayım. Yeter ki ülkem özgür olsun, yeter ki vatanım bağımsız olsun, yeter ki bu ülkede halklar kardeş olsun.
Hukuk Fakültesinden Faşizm Gerçeğine
Ebru Timtik, ifadesi sırasında, kendilerine okullarda hukuk adalet adına okutulanlarla, Türkiye’de faşizm gerçeği arasındaki çelişkiyi şu sözlerle özetledi:
Timtik: Ben 7 sene boyunca hukuk fakültesi okudum. Sonra da yıllarca avukatlık yaptım. Zannettik ki, silahsız saldırısız biçimde toplanırsak suç olmaz. Zannettik ki, bu ülkede ifade özgürlüğü var.
Timtik: Anayasa Mahkemesi kararları okuduk, AİHM kararları okuduk. Bunlarla sandık ki bu ülkede ifade özgürlüğü var.
Ama yoktu.
Olmadığı için, bir avukat, halkın katldilmesine karşı çıkması nedeniyle yargılanıyor.
Bir avukat yargılanıyor, Sur’da katliama sessiz kalmadığı için
Bir avukat yargılanıyor, halkların kardeşliğini istedği için.
Bir avukat yargılanıyor, sistemin tüm demokrasi, hukuk boyası dökülüyor.
Yargılanan avukat, tarih önünde beraat edecek!
Yargılayan düzen, mahkum olup, tarihin çöplüğüne gidecek.