Tam 2654 gündür Haziran direnişinde polisin hedef alarak katlettiği Berkin Elvan için adalet isteniyor. 14 yaşında bir çocuğun polis tarafından katledilmesinin üzerinden 2654 gün geçti. Katili sadece tetiği çeken zetçi polis değil. “Emri ben verdim” diye suçunu itiraf eden dönemin başbakanı bugünün Cumhurbaşkanı Erdoğan ve o dönem görevli içişleri bakanı, vali, emniyet genel müdürü… AKP’nin yargısı tam 2654 gündür Berkin’in katillerini koruyor.
7 yıldır 17 duruşma görüldü. Bugün bu dava bu aşamaya gelmiş ise delillerin toplanmasından, katil polisin isminin belirlenmesine halkın avukatlarının canla başla verdikleri mücadele ile olmuştur. Sadece mahkeme binalarından istense asla gelmeyecek adalet, Avukatların açtığı çadırlarla, yine avukatların açlık grevleri ve tüm ülkede ısrarla yapılan eylemlerle istendi ve istenmeye devam ediyor.
Bugün görülen Berkin Elvan davasında Berkin’in babası Sami Elvan, annesi Gülsüm Elvan, kızkardeşi Özge Elvan ve avukatının mahkeme heyetine davanın esasa ilişkin beyanlarından öne çıkan sözleri yayımlıyoruz :
Berkin’in ailesinin esas hakkındaki beyanları alınıyor.
Sami Elvan: 7 yıldır adalet arıyoruz. Evimin arka sokağında bir olay yokken benim çocuğumu vurdu bu adam. Bu ekranda duran tetikçi, katil adam benim çocuğumu vurdu. Bir emniyet müdürünün mailleri çıktı Berkin Elvan’ın illegal fotoğraflarını basına verdik diye. Şimdi tutuklu o emniyet müdürü. Ülkenin başbakanı, emri ben verdim, dedi. Benim eşim de madem emri sen verdin çocuğumun katili sensin, dedi. Eşimi meydanlarda yuhalattı. Hiçbir yetkili aramadı beni hastanedeyken. Oğlum ölmeden bir gün önce Abdullah Gül aradı beni. Talepleriniz neler, dedi. Ne talebim olacak ki benim? Çocuğumu vuran kimse ortaya çıkarın dedim. #BerkinİcinAdalet
İsterseniz beni idam edin ama söyleyeceğim. Benim çocuğumun katili bu ülkenin cumhurbaşkanıdır. #BerkininKatiliYargılansın
Gülsüm Elvan: Ben sözlerime başlamadan önce ölüm orucunda yitirdiğimiz canımız,avukatımız Ebru Timtik’i saygıyla,minnetle anıyorum. Ben bugün buraya Berkin olarak geldim. 17 duruşmadır bu mahkeme o katili aklamaya çalışıyor. Her şey meydanda ortada.
“Öldürülen her çocuğun suçlusu adaleti sağlamayanlardır.”
“Öldürülen her çocuğun suçlusu adaleti sağlamayanlardır.” Ben kimseyi öldürmedim, hırsızlık yapmadım. Alnımın akıyla geldim bugün. Ben meydanlarda yuhlandım. Ben hangi acıya yanayım? Ben soruyorum o katile: çocuğu baba dediğinde ona, benim çocuğumu hatırlıyor mu? Tek suçlu sizlersiniz. Eğer adaleti sağlamış olsaydınız çocuklar ölmeyecekti. Siz öldürün diye doğurmadım ben çocuğumu. Ben sofraya otururken oturamıyorum. Hâlâ Berkin’i sofraya çağırıyorum ben. Van’da çalışıyor şimdi o polis. Ne zaman Vanda bir haber görsem bu katil mı yaptı bunu orada diyorum. Beni, Ethem Sarisülük’ün ailesini tehdit etti polisler. Çocuklarınızı öldürdük sıra sizde dediler. Ne oldu onlara hiçbir şey? Adalet öldü çünkü bu ülkede. Avukatımız Ebru ile gömdük adaleti.
İbrahim’in eşi Sultan niye tutuklu? Uyan Berkin diye şarkı söylemiş. Oğlum için yazı yazmak suç, oğlum için türkü söylemek suç.
Mahkemenize, her şeyinize isyan ediyorum ben. Benim çocuğum yargıladı sizi.
Özge Elvan: Ben anneme sarılamıyorum evladının acısını bir daha yaşamasın diye. Biz Berkin’in masumiyetini kanıtlamaya çalışıyoruz size. Berkin’in adının anılmasının cezalandırıldığı bu sistem içinde biz Berkin için adalet istiyoruz.
Avukat Çiğdem Akbulut: Dosyada delillerin neden ve nasıl karartıldığından bahsedeceğim.
(Berkin Elvan’ın katledilmesine dair katil polisin yargılandığı davada Avukat Çiğdem Akbulut söz aldı.)
Akbulut : Soruşturma aşamasında toplanan, şu an dosyada olan tüm deliller, şu an tutuklu olan meslektaşlarımın ısrarlı talepleri ile dosyaya katılabildi. Bu nedenle geçen süreçte yaşadıklarımızın, Berkin’in vurulmasından bugüne delillerin nasıl karartıldığının hatırlanması lazım.
Berkin’in vurulmasının ardından, 25.06.2013 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusu dilekçesi ile başvurularak,
-16.06.2013 tarihinde saat 08:00 sıralarında Okmeydanı Mahmut Şevket Paşa Mahallesi’nde görev yapan kolluk personelinin isim listesi,
-Olay yerinde bulunan mobese ve iş yeri kameralarının kayıtlarının toplanması ve incelenmesi,
-İşkence ve adam öldürmeye teşebbüs suçu işleyen şüpheli kolluk personelleri hakkında gerekli soruşturmanın yürütülerek kamu davasının açılması talep edilmiştir.
Polisin oturma eylemi yapan yurttaşlara yönelik yoğun şiddet içerir saldırısının ardından, İstanbul
– Taksim’den tüm ülkeye yayılan Gezi Parkı eylemlerinde, 31 Mayıs 2013 tarihinden Berkin’in vurulduğu 16 Haziran 2013 tarihine kadar, ülke genelinde yüzlerce yurttaş yaralanmış, vücutlarının çeşitli uzuvlarını kaybetmiş ve ne yazık ki İstanbul Ümraniye’de Mehmet Ayvalıtaş, gerçekleştirilen toplantı ve gösteri yürüyüşünde polisin yani devletin gerekli koruma yükümlülüğünü yerine getirmemesi sebebi ile araç çarpması sonucunda; Antakya’da Abdullah Cömert yine bir polisin ateşlediği gaz bombası fişeği ile ve Ankara’da Ethem Sarısülük polisin ateşlediği silahtan çıkan kurşun ile hayatını kaybetmiştir.
Siyasi iktidarın barışçıl bir oturma eylemine yönelik sarfettiği sözler doğrultusunda arttığı rahatça gözlemlenebilen, kolluğun orantılı müdahale sınırlarını aştığı aşikar saldırıları ile ortaya çıkan tablo karşısında, her bir yaralama olayının etkin soruşturulması gereği bu denli aşikarken, Berkin’in vurulması akabindeki başvurumuz ile açılan soruşturma dosyasında yapılan ilk işlem ise soruşturma dosyasının Gezi Parkı Olayları’na ilişkin diğer tüm suç duyuruları ile birleştirilmesi olmuştur.
Soruşturma, 2013/79334 numaralı yüzlerce başvurunun ve vakanın birlikte değerlendirildiği ana dosya üzerinde birleştirilmiştir. 14 yaşındaki bir çocuğun polis tarafından ateşlenen bir silahla vurulmasına ilişkin etkin bir soruşturma yürütülmek istenmediği bu şekilde gösterilmiştir.
Berkin Elvan’ın vurulmasında etkin bir soruşturma yürütülmesi için soruşturma dosyasının; suç vasfı, olay yeri ve olay tarihi bakımından hiçbir benzerlik göstermeyen diğer soruşturmalardan tefrik edilmesi talebi ile başvurulmuş ve soruşturma dosyasının tefrikine karar verilmiştir.
Israrla talep ettiğimiz ilk husus, 16 Haziran 2013 tarihinde sabah 08:00’e kadar Okmeydanı Mahmut Şevket Paşa Mahallesi’nde görevli kolluğun, özellikle de amir ve gaz tüfeği yani zet silahı kullanan personelinin görev listelerinin dosyaya gönderilmesi olmuştur. Taleplerimiz doğrultusunda savcılıkça yazılan tekit müzekkerelerine de rağmen, soruşturmayı yürütmekle görevli İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü tarafından görev listeleri dosyaya uzun bir süre gönderilmemiştir.
Aylar sonra gönderilen,yalnızca Okmeydanı değil tüm İstanbul’da görevli kolluğun bilgisini yüzlerce sayfadan oluşan görev listeleri içerisinde, Mahmut Şevket Paşa Mahallesi’nde görevli birliklerin ve polislerin isim isim tespiti müşteki avukatlarınca yapılmıştır. Olay yerinde bulunan mobese kameralarının ve işyeri kameralarının kayıtlarını istemiştik dilekçemizde. Emniyet müdürlüğü bize orada mobese yok diye cevap verdi. Bugün hala aynı yerde mobese kamerası var, o tarihte de vardı. Berkini vuranın sanık Fatih Dalgalı olduğu kesin. 1. Zetçi dediğimiz ve Berkin düştükten sonra gaz atan ve hızlı müdahale edilmesini engelleyen polis var, sıralı amirleri var. Hâlâ şüpheli, sanık olabilirler.
Akbulut: Bütün yargılama süreci Segbis yoluyla yapıldı. Insan öldürme suçuyla yargılanan sanık hiç buraya gelmedi. Takma bıyıkla, aksesuar gözlükle çıktı Segbise. Sanık Fatih Dalgalı’nın HTS kayıtları Berkin’in vurulduğu noktadan Berkin’in vurulduğu saatte sinyal veriyor.
Cezasızlık politikaları yüzünden:
-14 yaşındaki Ceylan Önkol 28 Eylül 2009’da, Diyarbakır’ın Lice İlçesi’ne bağlı Şenlik Köyü’nün Hambas mezrasında askeri bölgeden atılan bir patlayıcı sonucunda hayatını kaybetti.
-Uğur Kaymaz Kasım 2004’te 12 yaşında iken hayatını kaybetti. Uğur, Mardin Kızıltepe’de babası Ahmet Kaymaz’la birlikte evinin önünde polisler tarafından öldürüldüğünde ayağında terlikleri, vücudunda ise 13 kurşun vardı. Uğur’u vuran polisler beraat etti. 7 Eylül 2015’te, Cizre’de sokağa çıkma yasaklarının uygulandığı ve halkın da sivil ölüme terkedildiği dönemde, 10 yaşındaki Cemile Çağırga evinin önünde polis ateşiyle vurulup öldürüldü. Annesi Cemile’nin cesedini “bozulmasın” diye günlerce derin donduruca saklamak zorunda kaldı.
-Adını Berkin kadar duymadığımız, duyuramadığımız 13 yaşındaki Doğan Teyboğa, 24 Temmuz 2011’de, Silopi’de Berkin gibi polisin attığı gaz bombasının başına isabet etmesinin ardından kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmiş.
Berkin’in katili cezalandırılmaz ise eğer, devlet eli ile çocuklar ölmeye, öldürülmeye, ölüme mahkum edilmeye devam edilecekler. İktidar sahiplerinin güçleri sarsılmasın diye uygulanan cezasızlık politikası devam ettikçe halk çocuklarının cenazeleri kaldırılmaya devam edecektir.
Bu nedenle Mahkemeniz üzerindeki sorumluluk, 14 yaşındaki bir çocuğun ölümünden sorumlu bir kişiyi cezalandırmaktan fazlasıdır. Dönemin siyasi erklerinin açıkça beyan etmekten çekinmedikleri, “Emri ben verdim” talimatlarının karşısında, bu cinayetin sorumluları hakkında gereken cezayı vermek; geçmişteki tüm çocuk ölümleri için acılı ailelerin yüreğine bir nefes ve gelecekte bir çocuğa doğrultulan her silah için kalkan olacaktır.
Akbulut: Bu duruşmayı Berkin’in tutuklu avukatlarından ve Ebru Timtik’ten bahsetmeden bitiremem. Ona yöneltilen suçlamalardan birisi de bugün buraya bir sanık getirilsin diye yaptığı açlık greviydi. O açlık grevi eyleminin akabinde dosyada hareketlilik başladı. Resimler, isimler önümüze geldi. Adaleti bir avukat 14 yaşında müvekkili için açlığıyla istemek zorunda kaldı.
Bir avukat kendisi hakkında adil yargılanma hakkını açılığıyla istemek zorunda kaldı.
Ebru Timtik, Berkin Elvan’ın avukatıydı. Berkin Elvan için açlık grevi yaptı, bütün halk çocukları için adalet sağlansın diye ölüm orucu yaparken öldü.