Ölüm orucundaki Mustafa Koçak’ın ve Grup Yorum üyelerinin taleplerini sahiplenerek Süresiz Dönüşümsüz Açlık Grevi’ne başlayan 4 Halkın avukatı, neden eylemlerini süresiz açlık grevine çevirdiklerini bir mektupla açıkladılar.
Aşağıda bu mektubun tam metnini yayınlıyoruz (Altbaşlıklar GHA tarafından konulmuştur):
Bazı zamanlarda ölüme sayılıyor günler. İbrahim, Helin, Mustafa 250’li günleri aştılar. Halk çocukları onar, yirmişer, yüzer, üç yüzer katledilmeye devam ediliyor. Ölümler arttıkça sessizliğimiz çoğalıyor oysa daha güçlü haykırma zamanı.
“Faşizmin gerilettiği alanda başka bir yer kaldı mı çekilecek?”
Olmalılar, gerçeklikler, koşullar, olgunlaşma, uygun zaman..
Peki nasıl? Faşizmin gerilettiği alanda başka bir yer kaldı mı çekilecek?
Nereye kadar?
Bize değene kadar bekleyecek miyiz?
Hepimiz kadar yaşamayı hak ediyorlar ve hepimiz için çığlık olmaya kanatlandılar. Günler, adaletsizliğe sarılan günler… Kimse karanlığa uyanmasın diye güneş olmaya gitmesinler mi sabahlara? Gitmesinler! Bana ne mi?
“Birleşip suskunluğun karanlığını dağıtamıyorsak yuh olsun bize.”
Onlar gidince çok ıssız kalacak bu dünya. Suskunluğun ağırlığı çoğalacak. “Onur” diye alnımızda taşıdığımız emeğin bilinci, adaletsizliği kanıksadıkça solup sararacak.
Ve onlarla beraber gidecek olanlar da var yıldızlar ülkesine. Orada eşitlik, kardeşlik, adalet, vefa, umut, güven, sevgi, mertlik, insanlık varmış diyorlar. Bu değerleri taşıdıklarına emin olduklarımız bir bir gittiler kanatlanıp. Öyle bir ülke yoktuysa da, artık var! Biliyoruz.
Ölüm orucundalar ve neden, anlattılar!
Biz süresiz açlık grevindeyiz.
Nedenlerimiz bu kadar ortakken birleşip suskunluğun karanlığını dağıtamıyorsak yuh olsun bize.
Açlık grevi eylemi bir itiraftır aynı zamanda. Hele tutsaklar yapıyorsa. Bu yüzden kolay kabul edilemez. Kitlelerin pasifliğini ve toplumsal mücadelelerinin geri düştüğünü anlatır.
Adaletsizliklerin kanıksandığını ve demokrasi güçlerinin hareketsiz kaldığını gösterir. Başka türlü mücadele edilemediğini gösterir.
“Etrafını ışıtmak için önce yanmak gerekir”
Bu yüzden bu eylem ile zalimlere sesleniyoruz.
Açlığımızla seslendiğimiz; “Bu adaletsizlik bitecek elbet” diye bekleyen kitlelerdir.
“Koşullar kendiliğinden oluşsun” diye kollarını bağlayan “akıl” sahipleridir.
Etrafını ışıtmak için önce yanmak gerektiğini hatırlatmak istediğimiz aydınlardır.
Ellerin hakkını, kolların ve ayakların hakkını bilen emekçilerdir.
Açsak, gelip durmuşsak kapınıza siz de o kapıları açacaksınız. Buna inandığımız içindir.
Açlığımızla canımızı size emanet ediyoruz.
Yükünüzü hafifletelim diye çünkü bu kadar da zaten hep birden yol alırız.
Ve biliriz ki yol yürüyenindir.
Yolumuz açık olsun.
Süresiz Açlık Grevi’ne Başlayan Halkın Avukatları