Ölüm orucu gazisi Aytaç Ünsal’ın sağlık durumu, hapishane koşullarında giderek kötüleşiyor.
Avukat Aytaç Ünsal’ın tedavisi, bir komployla tutuklandıktan sonra konulduğu hapishanede tecrit koşullarında sürdürülemiyor.
Bilindiği gibi, Aytaç Ünsal, tedavisi hapishane koşullarında mümkün olmadığı için tahliye edilmişti. Ancak polisin talimatlarıyla hareket eden yargı, kendi kararını çiğneyerek, Aytaç Ünsal’ı yeniden tutukladı.
Aytaç Ünsal’la “avukatı” olarak görüşen annesi emekli Hakim Nermin Ünsal, Ünsal’ın sağlık durumuyla ilgili şu açıklamayı yaptı:
“(Aytaç’ı) Avukat görüşü yaparak 18 Şubat’冲a gördüm. Çok zayıflamıştı, durumu çok kötüydü. Kilosu, neredeyse ölüm orucundan çıktığı hale dönmüştü.
– Ağrıları çok şiddetliydi.
– Gardiyan kolundan tutarak, duvara tutuna tutuna geldi. Bacaklarındaki toplar damarlardaki venöz kapaklarının çalışmaması nedeniyle ayağında kan toplanıyor ve yürüyemez hale geliyor.
– Avukat görüşündeyken ayaklarına kan birikmesin diye tepede tutmak zorunda, bir sandalyeye yaslıyor, ağrısı olduğu için de 10 dakikada bir kabinde yürümek zorunda kalıyor.”
Tahlilleri Yapılmıyor.. B-1 Verilmiyor.. Fizik Tedavi Yok…
Nermin Ünsal tarafından yapılan açıklamada, hapishane idaresinin Aytaç Ünsal’a karşı nasıl bir tavır içinde olduğu çok açık ve net görülüyor:
“Varis çorabı giymesi gerekiyor. Cezaevi doktoru yazmış ve almış ancak burnu kapalı bir çorap yazılmış. Sinir ucu tahribatı çok olduğu için burnu kapalı çorap çok rahatsız ediyor. Görüşe burnu açık çorap götürdüm ama bu da kabul edilmedi. Bu kadar basit bir şey bile çözülmüyor.
Şimdi iki gençle aynı koğuşta onlar işlerini görüyor. Diyetisten ile besleniyordu, kan tahlilleri yapılıyordu, şimdi diyetisyen gözetiminden uzakta. Ellerinde kollarında kasılmalar var, fizik tedavi alması gerekiyordu.
Hiçbir tahlili yapılmıyor.
Onun için çok elzem olan B1 vitamini bile verilmiyor.“
Fiili İletişim Yasağı
Açıklamadan şu da anlaşılıyor ki; fiili bir iletişim yasağı var. Yasakçı kafa, gelen ve giden mektupları yasaklayarak, tecriti ağırlaştırıyor:
“Dışarıdan gelen mektuplar çok geç veriliyor, çoğu da verilmemiş. Gazetecilere, milletvekillerine yazdığı mektuplar da “sakıncalı”denilerek geri çevriliyor.
Yayın yasağı olmayan süreli yayınlar verilmiyor.
Bir yıl için 20 kitap sınırlaması var.
Tamamen izole edip sesini kesmek ve dışarıda duyulmasını engellemek için ne gerekiyorsa o yapılıyor.”
Amaç: “sakat bırakmak ya da ölümünü beklemek.“
Nermin Ünsal, açıklamasında, yaptığı görüşmeden şu sonucun çıktığını belirtti:
“İyileşmesi engelleniyor, tedavisi engelleniyor, sağlığı giderek bozuluyor. Amaçlanan, onu sakat bırakmak ya da ölümünü beklemek. Tekrar heyet raporu istenmesi bir oyalama, hastaneye götürülmesi çok riskli. Raporları zaten var.
Aytaç’ın bir an önce infaz ertelemesinin yapılarak, sağlıklı ve güvenli ortamda tedavisinin yapılmasının sağlanmasını talep ediyoruz.”