– 4 kişi kendini zincirledi
– 8 gözaltı
– GHA çalışanı da gözaltına alındı
18 marta günü Belçika’nın başkenti Brüksel’de bir eylem yapıldı. Bu eylemi farklılaştıran bir kaç yanı var.
Militanca bir eylem:
Saat 12 sularında 4 kişi kendisini zincirledi. Yaklaşık 1 saat Avrupa Parlametosu’nun önünde sloganlarını haykırdılar. “İbrahim Gökçek, Helin Bölek ve Mustafa Koçak’ın sürdürdüğü ölüm orucunun geldiği aşama artık militanca eylemleri gerektiriyor” diye eylemlerini anlatan eylemciler “duymuyorlarsa duyuracağız, görmüyorlarsa göstereceğiz, onların ölmelerine izin vermeyeceğiz” dediler.
Ölüm orucu direnişlerini ülkemiz tarihinde yaşananlardan anlatmak gerekirse, ölümlerin yaşanmasının en önemli sebeplerinden biri “cehennem denilen yer yandığımızın duyulmadığı yerdir” diye ifade edilen direnişin duyulmaması. Duyurulmaması. Ülkede ve dünyada yapılan her türlü eylemin bu anlamıyla çok önemli olduğunu söylemek gerekir.
7 kişi ve 1 de ajansımızın çalışanı olmak üzere 8 kişinin gözaltına alındığı Brüksel Avrupa Parlamentosu’nun önünde yapılan zincirleme eylemi koşulların zorlanarak, “onların sesini daha fazla nasıl duyururum” düşüncesinin yarattığı bir eylem belli ki.
4 kişinin gözaltına alınmasının ardından ajansımız çalışanı yaşanan keyfiliğe kayıtsız kalamamış, Mustafa Koçak’a uygulanan işkenceleri İngilizce yazan dövizi alıp kızıl önlüğü de giyerek Avrupa Parlamentosu’nun önüne çıkmaya çalıştı. Eyleme şaşıran polis çalışanımızı gözaltına aldı. “Bir basın çalışanının da haksızlıklara karşı çıkma, eylem yapma hakkı vardır ve bu ayrıca basın emekçilerinin sorumluluğudur” diyen ajansımız çalışanı polisin keyfiliğini anlattı. Yaşananları kameraları ile kaydeden 3 kişiyi de gözaltına aldıklarını dile getiren çalışanımız “eyleme katılmamış olmalarına rağmen insanları gözaltına almaları hiç bir şekilde açıklanamaz, yasadışıdır. Kaldıki çevrelerinde hiç kimse bulunmadığından hükümetin çıkardığı kısıtlama kararını çiğnemedikleri çok açık. Polis keyfi davranmış insanları haksız ve hukuksuz yere gözaltına almıştır”dedi.
Avrupa’da eylemlere kısıtlama, yasaklamalara rağmen yapılmış bir eylem:
Avrupa’nın tamamında Korona virüsü salgını korkusu hakim. Avrupa devletlerinin hemen tamamında olağan üstü hal uygulamaları hayata geçiriliyor. Eylemlere ya izin verilmiyor ya da kısıtlamalar getiriliyor.
Korona virüsü gererkçesi ile kitlesel eylemler fiilen yapılamaz duruma getirilmiş durumda. Virüs salgını ile ilgili bilgi kirliliği ve yaratılan panik ve korkunun yanında sosyal hayata getirilen kısıtlamalar, sokağa çıkma yasakları… Parlemento önünde yapılan bu eylem tüm bu gerçekleri de hesaba katarak yapılmış bir eylem olarak belirginleşiyor.
“HERKES BİR ŞEYLER YAPABİLİR”
Eylem esnasında Gerçek Haber Ajansı’nın uzattığı mikrofona yapılan konuşmada bir eylemci “herkesin kaygıları olabilir, korkuları olabilir, farklı sebeplerden dolayı her türlü eyleme katılamayabilir… ancak her şeye rağmen herkesin yapabileceği bir şeyler var. 3 tane canımızı AKP faşizmine bırakamayız. Onların ölmelerine izin veremeyiz. Hiç bir şey yapamıyorsanız AÇ KALIN! 1 gün , 5 gün, süresiz farketmez. Yapacağımız açlık grevleri ile onlara güç verebiliriz” dedi.
