Ankara’da 3 kardeş serinlemek için girdikleri Kurtboğazı Baraj Gölü’nde boğuldu.
Piknik için Pazar Mahallesi’ne giden Suriye uyruklu kardeşler Muhammed, Ali ve Ahmet Erzinga serinlemek amacıyla Kurtboğaz Barajı’na bağlanan Pazar Deresi’ne girdi.
Kardeşler bir süre sonra suda kayboldu. Daha sonra olay yerine jandarma ve sağlık ekipleriyle AFAD’ın dalgıçları geldi.
Dalgıçlar derede yaptığı aramada 3 kardeşin cansız bedenlerine ulaştı.
Ülkemizde hava sıcaklığı mevsim normallerinin üzerinde seyrediyor.
Güneydoğu’da 45 dereceyi aşan sıcaklık İçanadolu’da 40 dereceye yaklaşıyor. Sıcaklardan bunalan halk serinlemek için her yola başvurmak zorunda kalıyor, özellikle çocuklar.
Tabii ki halkın sıcak havalarda güvenli bir şekilde serinleyebileceği sosyal tesisler ülkemizde yok! Ülkemizde, -nüfusun büyük çoğunluğu gibi- gelir düzeyiniz düşükse, yani yoksulsanız serinlemek lükstür.
Ama çocuklar…
Çocuklar bir şekilde yaz sıcaklarında hem oynamak hem de serinlemek amacıyla kendilerini suya atacak yerler bulurlar. Irmaklar, sulama kanalları, göller, barajlar özellikle çocuklar için serinleme ve eğlenme yerleridir.
Her yaz bu yerlerde boğulma haberleri duyulur. 2 çocuk ölür, 3 çocuk boğulur, 1 çocuk boğulur onu kurtarmaya çalışan bir diğeri de boğulur…
Ve bu ölümler kaza(!) diye adlandırılır.
Kaza mı katliam mı?
Her sene yaşanacaklar bilinmesine rağmen tek bir önlemin alınmaması, halk için havuzlar, güvenli yüzme bölgeleri yapmayan devlet, görevini sadece ceset ararken yerine getirir ki onu da çoğu zaman yap(a)maz, halk kendi imkanlarıyla cenazelerine ulaşır. Her yaşanan boğulma olayı katliamdır. Halkın hiç bir ihtiyacını karşılamayan, halkın kanını emmekten başka bir şey bilmeyen vahşi kapitalizmdir katliamın sorumlusu…
