HUKUK BU KADAR PERVASIZCA ÇİĞNENİNCE…
ADALETSİZLİK BU KADAR ÇOK OLUNCA…
Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, yaptığı açıklamada, Anayasa Mahkemesi’nin önünde şu anda “47 bin bireysel başvuru” olduğunu belirtti.
Arslan, “dünyada hiçbir Anayasa Mahkemesi’nin karşılaşmadığı bir iş yüküyle karşı karşıyayız.” diyor.
Muhtemelen doğrudur.
Ülkemizde Anayasa Mahkemesi’ne “bireysel başvuru” hakkının tanınmasından sonra, başvurular çığ gibi arttı.
Mahkemelerde aradıkları adaleti bulamayanlar, “son çarelerden biri” olarak Anayasa Mahkemesi’ne başvuruyorlar. AKP iktidarı, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkını tanırken, AİHM’e yapılan başvuruları da azaltmayı hedefliyordu. Böylece Türkiye’nin ” dış ülkelerdeki itibarı” korunmuş olacaktı. AKP bu hedefine kısmen ulaştı(!) sayılır. AİHM’e, Türkiye’yle ilgili yapılan başvurular 7 yılda yüzde 50 düzeyinde azaldı. Çünkü başvuruların bir kısmı Anayasa Mahkemesi’ne yönlendirildi.
Ve yeni bir sorun çıktı.
Hiçbir mahkeme, birikmiş 47 bin dosyayla ilgili, bırakın “adaletli” kararlar vermeyi, “karar” bile veremez noktaya gelir.
Bugün Anayasa Mahkemesi o noktadadır.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, dosya yükünden şikayet ederken, hiç sormuyor neden bu kadar çok başvuru var diye.
Sorarsa cevabı bellidir.
Bu ülkenin mahkemelerinde hukuk yürürlükte değildir artık.
İktidarların günü birlik politikalarına göre, yasaların uygulanışı değişiyor.
Patronların çıkarlarına göre, mevcut gerici yasalar bile çiğnenerek kararlar veriliyor.
Hakimler, dosyalarına kesinlikle vakıf değiller. Bu sistemde olmaları da mümkün değildir. İktidarların istemediği bir kararı veren herhangi bir mahkeme heyeti, aynı günün akşamında sürülüyor..
Böyle bir ülkede adalet mi kalır?
Böyle bir ülkede, değil 47 bin dosya, 147 bin dosya olsa, yine de azdır...
