Ertunç Pektaş, Aydın’ın İncirliova ilçesinde yaşayan bir emekçi.
44 yaşında. Bir kahvehanede çalışıyor.
Ertunç Pektaş, adil yargılanma talebiyle 200’den fazla gündür ölüm orucunda olan tutuklu avukatlar Ebru Timtik ile Aytaç Ünsal’ın eylemlerine destek olmak amacıyla 1 Ağustos’ta süresiz dönüşümsüz açlık grevi eylemine başladı.
Pektaş, haklı meşru bir eyleme, kendi haklı meşru açlık greviyle sahip çıktı, destek vermek istedi.
AKP faşizmi ise, Anadolu’nun bu ücra köşesindeki eyleme de, tek bildiği yöntemle, baskıyla, terörle cevap verdi.
Ertunç Pektaş, 2 Ağustos’ta çalıştığı kahvehaneye baskın düzenleyen polisler tarafından gözaltına alındı.
Gözaltı gerekçesi, klasikti: “örgüt üyesi olmak” ve “örgüt propagandası yapmak”… Pektaş gözaltına alınırken, polis tarafından darp edildi.
Hastahane Önünde Baskı ve Gözaltılar
AKP’nin polisi, İstanbul’da iki ölüm orucu direnişçisinin tutulduğu iki hastane önünde de yine baskı ve terörle direnişin sahiplenilmesini engellemeye çalışıyor.
Önceki gün, Erkan Munar ve Volkan Çeşme, hastane önünde yapılan açıklama sırasında işkenceciler tarafından gözaltına alındılar.
AKP polisi, “hastane önünde kitlesel basın açıklaması yapıldı denilmesin diye insanları hastane bahçesine sokmuyor.”
Fakat, AKP’nin aczi şurada ki, hastane önünde de, Anadolu’nun bir kasabasında, Avrupa’nın dört bir yanında da, dünyanın Afrika’sında da direniş yayılıyor, sahipleniyor.
Sahiplenme, faşizmin baskılarından yasaklarından gözdağından daha güçlüdür.