Aylardır hukuki başvurularla, meydanlarda, yoksul mahallelerde yapılan eylemlerle, hasta tutsak Ali Osman Köse’nin bir an önce tahliye edilmesi istendi. “Ali Osman Köse’ye Özgürlük”sloganı, yoksul gecekondu mahallelerinin duvarlarındakı yazılardan yurtdışında konsolosluklar önündeki eylemlere kadar uzandı.
Ancak bütün bu eylemlere, seslenişlere, çağrılara rağmen, AKP iktidarı bu haklı ve meşru talebi yerine getirmedi. Haklı talebi karşılamak yerine, hasta tutsakları tecrit altında katletme politikası doğrultusunda zulmünü ve oyalamalarını sürdürdü. Tek başIna yürüyemeyen, tek başına ihtIyaçlarını karşılayamayan ve hastalıkları gün geçtikçe artan Ali Osman Köse’yi tahliye etmeyen AKPfaşizmi, onu her geçen gün ölüme biraz daha yaklaştırdı.
Bilinçli Kasıtlı imha
Nitekim, Ali Osman Köse’nin son yapılan muayenesinde kanser hastalığının iyice yayıldığı ortaya çıktı. Bir böbreğinde tesbit edilen kanserin aslında, dalağa, böbrek üstü bezlere ve muhtemelen pankreasa da yayIldığı belirtiliyor. Doktorlar, kanserin bu şekilde yayılmasInIn 2-4 yıl arası bir sürede mümkün olabileceğini belirttiler.
Bu durumda ortada şu sorular kaldı:
– 2-4 yıldır, bu yayılmayı tesbıt etmeyen hapishane doktorları ve hastahane yetkilileri KİMLER?.. Bunlar her kimse SUÇLUDURLAR!
– 2-4 yıldır, “hapishanede tedavIsI mümkündür” diye raporlar ve kararlar veren yüksek yargı organları? HANGİLERİYSE… Bunlar SUÇLUDURLAR!
“Tek başına hapIshanede kalabilir, İnfazına devam edebilir” raporunu kim verdiyse, “Efendi, böbreklerinde bIr şey olsaydı senIn rengin böyle olmazdı.” diyen doktorlar kimlerse, BUNLAR SUÇLUDURLAR.
– Hastalığını abartıyor… diye kararlar veren tıp kurumları… Bunlar SUÇLUDURLAR!
KATLETMEYELİM DE BESLEYELİM Mİ?
SUÇ, HASTA TUTSAKLARI SESSIZ IMHA SUÇUDUR.
Bu suçu, Türkiye devleti, özellikle 2000’lerin başından bu yana işliyor. Yüzlerce hasta tutsak, bu politikanın sonucunda katledildi.
Sessiz imha nedir?
Sessiz imha, 12 Eylül 1980 faşist cuntası lideri Kenan Evren’in idamları savunmak için söylediği “asmayalım da besleyelim mi?” sorusunun, sivil iktidarlar tarafından da sürdürülmesidir. İdam edemedikleri, infaz edemedikleri tutsaklar hastalandığında, faşist iktidarlar bunu onları katletmek için, onları İDAM ETMEK için bir fırsat olarak görmüş ve katletmişlerdir.
Bizzat Adalet Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre,
2009 yılında hapIshanelerde 242 tutuklu ve hükümlü öldü.
2010 yılında ölen tutuklu ve hükümlü sayısı: 260,
2011 yılında 285,
2012 yılında 286,
2013 yılında 265,
2014 yılında 312,
2015 yılında 373 tutuklu ve hükümlü üldü.
Tam ve doğru bir ifade ile ÖLDÜRÜLDÜ
Bunların çoğu hasta olup, tedavileni için gerekenlerin yapılmadığı hasta tutuklu ve hükümlülerdir.
AKP de iktidara geldiğinden bu yana sessiz imha politikasını sürdürmektedIr.
Şu anda Türkiye hapIshanelerinde yaklaşık 1600 hasta tutsak var. Bunların 600’e yakını ağır hasta olarak tanımlanabilecek durumda olanlardır.
Ancak NE HAPİSHANELERDE TEDAVi İÇİN GEREKENLER YAPILMAKTA,
NE DE TAHLİYE EDİLMEKTEDİRLER.
DolayIsIyla, hapIshanelerde ölen her hasta tutsağın KATİLİ AKP’DİR!
Hasta tutsaklar için tahliye kararı vermeyen
ADLİ TIP KURUMU,
HASTAHANELER,
YARGITAY
HAPİSHANE YÖNETİMLERİ de
SESSİZ İMHA KATLİAMININ SUÇ ORTAKLARIDIRLAR.