AKP faşizminin Adalet Bakanı Tunç, iki savcılıkta yaşanan hırsızlık olaylarının ardından adli emanetlerde güvenliğin güçlendirileceğini, banka benzeri çoklu anahtar ve muhkem kasa sistemlerinin değerlendirildiğini açıkladı. Ne gerek vardı ki? Adaletsizlikle yönetebilen AKP iktidarı döneminde adli emanetlerde bulunan her şeyin çalındığına tanıklık ettiğimiz bugünlerde AKP faşizminin Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un “teftiş yapılacak” yalanı, gerçeğin yani suçlarının üstünü örtmek içindir.
Adli emanet deposu ; soruşturma ve yargılama süreçleri kapsamında el konulan, incelemeye alınan veya delil niteliği taşıyan eşyaların resmî kayıt altında saklandığı güvenlikli depolardır. Yasalara göre bu böyle. Bu depoların çok iyi korunması, yürütülen soruşturma veya yargılamaların seyri açısından hayati öneme sahip. Burada yaşanan bir olumsuzluk, bir zaaf adaletsiz yargılamalara sebep olabilir.
Ancak faşizmin hükmünün hakim olduğu ülkemizde yozlaşma öylesine boyutlu hal almıştır ki artık bu depolarda da soygun ve talan yaşanmakta. Nasılsa adli emanetlerde olan delil, suç aleti, gibi nesneler artık yargılamalarda pek etkili değil. Zira AKP iktidarının tutuklatmak istediği kişi tek bir emirle tutuklanıyor. Hiçbir delile, suça ihtiyaç duymaksızın hem de. Hem de tutuklarken “delil karartabilir” gerekçesiyle. Bir yazar yazısından dolayı “delil karartabilir” gerekçesiyle tutuklanır ülkemizde. “Nasıl yani, yazı orda, hangi delili karartacak ki?” diye sorulabilir. Ama hayır AKP faşizmi onun tutuklanmasını istemişse savcılar akla ziyan gerekçelerle tutukluluk ister ve hakimler de ahlaksızca tutuklama kararı verir.
ADLİ EMANET DEPOSUNDA NELER BULUNUR?
Adli emanet depoları, el konulan eşyaların türüne göre geniş bir yelpazeye sahiptir. Depoların içeriği, suçun niteliğine ve soruşturmanın kapsamına göre değişir. Aşağıda bu depolarda en sık bulunan eşya türleri yer almaktadır:
| Eşya Türü | Açıklama |
| Silah ve Mühimmat | Ruhsatsız silahlar, kesici-delici aletler, mermiler ve suç aleti olarak kullanılan tüm materyaller. |
| Narkotik Maddeler | Uyuşturucu maddeler, kimyasal bileşikler ve laboratuvar örnekleri yüksek güvenlikli alanlarda saklanır. |
| Elektronik Cihazlar | Telefon, bilgisayar, tablet, depolama cihazları gibi dijital delil niteliği taşıyan ürünler. |
| Değerli Eşyalar | Altın, para, ziynet eşyaları ve soruşturma kapsamında el konulan diğer değerli materyaller. |
| Giyim ve Kişisel Eşyalar | Olay yeri incelemesinde alınan giysiler, aksesuarlar, biyolojik örnek içeren materyaller. |
| Araç ve Parçaları | Çalıntı veya inceleme gereken araçlar ile araçtan sökülen parçalar. |
En son Büyükçekmece Adliyesi’nin Adli Emanet deposundan 150 milyon TL’lik soygun ile açığa çıkan olayın hemen ardından Adalar Adliye emanet deposundan silahların çalındığı duyuldu. Şimdi bu hırsızlıklar basın ve AKP’lilerce sadece adi bir hırsızlık gibi gösterilmeye çalışılıyor. Kesinlikle bu yaşananlar adi hırsızlık ile açıklanamaz. Yaşananlan faşizmin yargısının ve tüm kurumlarının faşizmin ahlakına yada ahlaksızlığına uygun işlediğini gözler önüne seriyor. Yaşanan basit, adi bir hırsızlık değildir. FAŞİZMİN ADALETSİZLİĞİNİN RESMİDİR.
Düşünün bir soruşturma veya yargılama ile tutuklandınız ve bu esnada evinizdeki kıymetli ziynet eşyalarınız adli emanate bırakılıyor. Ve oradan da çalınıyor. Yargılama boyunca orda güvende olması gerekir. DEVLETE EMANET EDİLMİŞTİR. Emanet namustur. Devlet namussuzluk eder mi? Ediyor. Emanete hıyanet vuku buluyor ve ziynet eşyalarınız çalınıyor. Yok gitti. Sizin şansınıza ziynet eşyalarınızı çalan şebekenin içinde sizi yargılayan hakim yoksa(işin içinde hakimler, savcılar, emniyet müdürleri yani devlet olmaksızın bu işler olamaz) … Mesela, ola ki beraat ettiniz. Ee, ziynet eşyalarınızı sordunuz; YOK! ÇALINDI! Sonra… Ya üzerine bir bardak su içeceksiniz veya dava edip geri almaya çalışacaksınız. Varsayalım ki kazandınız kim ödeyecek eşyalarınızın bedelini? Çalanlar mı? Hayır! Tabii ki sizin de dahil olduğunuz halk ödeyecek.
Geçtiğimiz yıllarda başta Van ve ilçelerinde bulunan adliyelere bağlı adli depolar olmak üzere ülkenin bir çok adli deposundan uyuşturucu kaçırıldığı ortaya çıkmıştı. Tonlarla ifade edilen bu uyuşturucu hırsızlığı çetesinin içinde üst düzey bürokratların, hakim ve savcıların olduğu da ortaya çıkan gerçekler arasındaydı. Ülkemiz uyuşturucu tüccarlarının cenneti haline getirilmesinden tutun, delil karartmaya, uyuşturucu satıcılarının peşine düşeceğine bizzat uyuşturucu satan ticaretini yapan polisten tutun, uyuşturucu suçu işleyenleri hapse atacağına kendisi uyuşturucu işi yapan hakim savcıya… Burada konu adli emanet deposunun soyulması olduğu için, düşünün uyuşturucuyu yakaladıkları şahısları belki hapse atacaklar ama aynı hakim ve polis aynı uyuşturucuyu alıp satıyor! O kadar çok şey söylenebilir ki bu konuya dair… Ama özetle FAŞİZM KAPİTALİZMİN EN YOZ YÖNETİM BİÇİMİDİR. TÜM KURUMLARI YOZLAŞMIŞTIR. TÜM KURUMLARI HALK İÇİN DEĞİL HALKA KARŞIDIR, HALK DÜŞMANIDIR.
Bakan Tunç’un duyurduğu teftişlerden bir şey çıkacağını umanlar hayal görüyorlar. Bir kaç memuru, alt düzey bir kaç kişiyi tutuklayıp olayın üzerini kapatmaktan başka hiçbir şey çıkmayacaktır. Eğer gerçekten bu konunun üzerine gidilirse ipin ucunun Erdoğan’a kadar gideceğini bilirler. Çünkü bu yozlaşma yapısal bir yozlaşmadır, sistemin yozlaşmasıdır. Yaşananlar yozlaşmış sistemin sonucudur. Ve bu sistemin başında bulunan AKP iktidarıdır… AKP iktidarının tüm kadroları bu yaşananlardan sorumludur. Bizzat Adalet Bakanı bu durumun baş sorumlusudur. Suçları teftişlerle gizlenemeyecek kadar büyüktür…





