Açlık grevlerini izleme heyeti : “İnsanların yaşamını ortaya koymak zorunda bırakılmalarının sorumlusu ülkeyi yönetenlerdir”
Açlık Grevlerini İzleme Heyeti, bugün bir açıklama yaparak, ölüm orucundaki Mustafa Koçak, İbrahim Gökçek, Ebru Timtik ve Aytaç Ünsalın ölümle burun buruna olduklarına dikkat çekti ve direnişçilerin taleplerinin bir an önce kabul edilmesini istedi.
Açlık Grevlerini İzleme Heyeti, İstanbul Tabip Odası, İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) İstanbul Şubelerinden oluşuyor.
İHD İstanbul Şubesi’nde yapılan açıklamaya, İstanbul Tabip Odası adına Murat Ekmez, SES Sendikaları adına Erdal Gel, TİHV adına ümit Efe ve İHD İstanbul Şube adına Gülseren Yoleri katıldı.
Yoleri: „İnsanların yaşamını ortaya koymak zorunda bırakılmalarının sorumlusu ülkeyi yönetenlerdir”
İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, Grup Yorum üyesi Helin Bölek’in ölüm orucunun 288. gününde yaşamını yitirdiğini hatırlatarak, İbrahim Gökçek’in 308, Mustafa Koçak’ın 293, Ebru Timtik’in 109 ve Aytaç Ünsal’ın 78 gündür açlık grevinde olduğunu vurgulayarak şöyle dedi: “Adil yargılanma hakkını, keyfi ve yasa dışı baskı ve yasakların önlenmesini de içeren temel hakların korunmasını sağlamak, özgürce müzik yapabilmek için insanların açlık grevi yaparak yaşamını ortaya koymak zorunda bırakılmalarının sorumlusu ülkeyi yönetenlerdir”.
„Zulme Karşı Direnme Hakkımız Olduğunu Biliyoruz“
„Toplumsal duyarlılık çağrısında bulunuyoruz“
Yoleri, sözlerini şöyle tamamladı: “İnsanın ancak haklarıyla insan olacağını, bu hakların ve özgürlüklerin kullanılabilir olmasını sağlamakta devletin sorumluluğudur. Devletin bu sorumluluğunu yerine getirmemesi durumunda zulme karşı direnme hakkımız olduğunu biliyoruz.… Helin Bölek’in ölüm orucunda yaşamını yitirmesinin sorumlusu ülkeyi yönetenlerdir. … İbrahim, Mustafa, Ebru ve Aytaç’ın ölmelerini istemiyoruz. Yaşam hakkı da dahil insan haklarının savunulmasında insan onuru ve saygınlığının korunması adına zulme karşı direnme hakkımızın yüklediği sorumluluk gereğince toplumsal duyarlılık çağrısında bulunuyoruz”.