
Bölüm 1: “GÜNEŞİ GÖSTERMEMENİN GÜVENLİKLE NE ALAKASI VAR?”
Süresiz Açlık Grevi’nin 6. Ayına girmiş bulunan özgür tutsak Sercan Ahmet Arslan, geçen hafta ailesiyle bir telefon görüşmesi yaptı. Arslan, bu görüşmede Kuyu Tipleri’ni en çarpıcı yönleriyle anlattı. Kuyu tiplerine dair her paragraf, neden direnildiğini ve direnilmesi gerektiğini anlatan çarpıcı bir gerekçeydi.
Bu görüşmenin en önemli bölümlerini izleyicilerimizle paylaşıyoruz.
***
Ailesi: Şimdi sen nasılsın? Sen iyi misin annem?
Sercan Ahmet Arslan: Ben iyiyim de işte. Bugün de telefon biraz geç geldi de. Telefona geç gelince ben de uzandım, uyumuşum kalmışım. ….
Biraz yoruldum o yüzden uzandım şimdi kalktım. Gene böyle sarhoş gibi oldum.
(…) Ailesi: Çünkü sesin iyi gelmiyor.
Sercan Ahmet Arslan: He yoruldum Anne. Gün ilerliyor.
Ailesi: Evet ilerliyor.
Sercan Ahmet Arslan: Tamam mı? Biz Kuyu Tipi Hapishane diyoruz.
Biz niye Kuyu Tipi Hapishane diyoruz buraya?
Üç kat üst üste yapmışlar ve herkes tek bir hücreye kapatıyorlar.
Güneş görmüyor içerisi. Yani öyle bir yer. Burada zaten açlık grevi yapmasan da, bu insanlar rahatsız olacak, rahatsız olacaklar yani.
Üç beş sene sonra burada, herkes, en sağlam adam bile hasta olacak burada. Güneş görmemek ne demek yani?

GÜNEŞ YOK, İNSAN YOK, HAVA YOK. YANİ BU KOŞULLARIN, İSMİ YÜKSEK GÜVENLİKLİ YA, BU KOŞULLARIN GÜVENLİKLE NE ALAKASI VAR?
CAMA KONULAN ÇİT YÜZÜNDEN İÇERİSİ DE DÜZGÜN HAVA ALMIYOR. BUNUN GÜVENLİKLE NE ALAKASI VAR?
İNSANLARIN GÜNEŞ GÖRMEMESİNİN GÜVENLİKLE NE ALAKASI VAR?
ÇOĞU İNSAN SANIYOR Kİ…
Çoğu insan sanıyor ki işte burada tehlikeli hükümlü işte böyle canavar gibi tipler kalıyor vesaire. Yok, buraya herkes getiriliyor işte bizim. Daha önce geldiler gittiler tahliye oldular çıktılar. Tutuklu insanlar da geliyordu. “Tek başına kalamaz” raporlu Ufuk Keskin’i adam hala şeyde tutuyor, Sincan’da tutuyorlar. Tek başına kalamaz raporu var, doktor raporu var. Düne kadar biz beraber kalıyorduk. Niye şimdi bizi ayrı ayrı tek bir hücreye kapatıyorlar?
Güneş demek yani güneş bütün canlıların en temel ihtiyacı, hayatı var eden bir şey.
Güneşi kısıtlamak demek F Tipinde karşı çıktığımız tecridin üzerine bir de bedensel cezanın eklenmesi demek yani.
Çünkü güneş görmeyen insanlar mutlaka hasta olacak demektir yani. Bunu söylemek için doktor olmaya, fizyolog, sosyolog falan filan olmaya gerek yok. Bunu herkes bilir yani değil mi?
Güneş görmeyen eve doktor gelir denir mesela.
***Yani bu hapishaneler yarın çok daha fazla hasta tutsak üretecek zaten yani. Bu koşulların kabul edilmesi, edilmesi mülkün değil.
“GÜNEŞ, İNSAN HAKLARI DEMEYİ BIRAK, CANLININ HAKKIDIR!”
Güneş diyorum ya. Güneş diyorum mesela. Değil mi insan hakların var senin. Güneşi, yani güneş insan hakları demeyi bırak canlının hakkıdır ya canlının oluşması için dünyada, dünyanın bir geçmiş tarihi var ya biyolojinin tarihi var. Canlının oluşması için elzem olan varlıklardan bir tanesi, koşullardan bir tanesi güneştir. Senin bunu engelliyor olman demek zaten insani bir uygulama olmayan tecrit politikasının üzerine bir de bedensel ceza eklemek demek.
Yani fiziksel işkencedir bu. Bunun anlamı budur.
Buna karşı ses çıkarmamak demek, demokrasiyle alakasının olmadığını da gösterir. Eğer siz demokrasi savunucusuysanız, bu hapishanelere karşı çıkmak zorundasınız.
- Devam edecek –