Mehmet Güvel’i yoksul gecekonduların halkı tanır. Devrimci, demokrat kesimler tanır. Hapishanelerde tutsağı olanlar çok iyi tanır.
Çünkü o bir TAYAD’lı.
Çünkü, o yıllardır tutsakların sorunlarını kendi sorunu bilip yaşayan bir TAYAD’lı.
Faşizm 6 Şubat günü Çağlayan eylemi sonrasında soruşturma bahanesiyle devrimcilere, demokratlara ve halka saldırarak yüzü aşkın insanı gözaltına aldı. Bu saldırılarda TAYAD’lı Mehmet Güvel’in evi de basılıp talan edildi.
78 yaşındaki kanser hastası Mehmet Güvel, yere yatırılıp, ters kelepçe yapılarak, işkenceyle gözaltına alındı.
Yere yatırmaları, ters kelepçe takmaları için fiziki bir neden yoktu. Fiziken katiller sürüsüne direnme durumu yoktu. Ama faşizmin ondan alınacak intikamı vardı.
Faşizmin Güvel’e intikam saldırısı, Çağlayan Adliyesi’nde de devam etti. Mehmet Güvel ve onlarca devrimci, demokrat, 10 Şubat’ta çıkarıldıkları işbirlikçi savcı ve hakimlerin kararlarıyla, hiçbir somut gerekçe gösterilmeden, komplo bir dosyayla tutuklandılar.
40 YILDIR TUTSAKLARIN YANINDA BİR “ÇINAR”
Mehmet Güvel 80’li yıllarda devrimcilerle ilk tanıştığı andan itibaren devrimci mücadelede yeralmaya başladı.
Onun asıl mücadele alanı, şehitler ve tutsaklar oldu.
TAYAD’lıların anlatımıyla “Mehmet Güvel Türkiye devrim mücadelesinde; şehit cenazelerinde, şehit ailelerinin yanında, basın açıklamalarında, adalet yürüyüşlerinde, gözaltılarda, tutuklamalarda mücadelenin her kilometre taşında emek vermiş bir çınardır.”
AYNI ZAMANDA KENDİSİ DE BİR DİRENİŞÇİ
1996’da Eskişehir tabutluğunun açılmasıyla birlikte devrimci tutsaklar ölüm orucu direnişine başladıklarında Mehmet Güvelde gönüllüler arasında yerini almış ve faşizmin tecrit politikalarına karşı ölüm orucu direnişine başlamıştır.
Mehmet Güvel, 2004’te büyük ölüm orucu
direnişi sırasında Ankara Abdi İpekçi Parkı’nda oturma eyleminde olan TAYAD’lı Aileleri ziyareti sırasında başka bir komplo dosyayla tutuklanmış ve hapishanede kalamaz raporu olduğu için yaklaşık bir ay sonra tahliye edilmiştir.
2017’de KHK’larla işinden atılan yüzbinlerce kamu emekçisinin hakkı için direnen Nuriye Gülmen’in süresiz açlık grevi direnişinde, TAYAD’lı Mehmet Güvel’de “Nuriye ve Semih’in talepleri kabul edilsin” diyerek 200 günü aşkın bedenini açlığa yatırmıştır. Faşizmin düşmanlığı, faşizmin ondan intikam almak istemesi, işte bütün bunların sonucundadır.
KUYU TİPİNDE BİR ÇINAR
Mehmet Güvel, 10 şubat’ta tutuklandıktan sonra önce Silivri Hapishanesi’ne konuldu. Oradan da İzmir
Buca Yüksek Güvenlikli Hapishanesi’ne işkenceyle sürgün sevk edildi.
Yüksek Güvenlikli, S R Y kuyu tipi hapishaneler tutsaklara tecrit içinde tecrit yaşatmak
için özel olarak tasarlanmıştır. Kuyu tipi hapishanelerde tutsaklar günde 2 saat havalandırmaya çıkarılmakta, arkadaşlarından ayrı tekli hücrelerde tutulmakta, elektronik kapılarla insansızlaştırılmakta ve güneşi bile görememektedir. Açıktır ki, kuyu tipi hapishaneler tecritin
en yoğun uygulandığı yerlerdir.
Mehmet Güvel de işte böyle bir hapishanenin hücresine konuldu.
O BİR HASTA TUTSAK!
Güvel 78 yaşında ve tek başına hayatını idame edemeyecek durumdadır.
Üstüne üstlük prostat kanseri tedavisi görmektedir.
Wernike-Korsakoff hastalığından kaynaklı hafıza sorunları yaşamaktadır.
% 80 engellidir ve EN ÖNEMLİSİ “HAPİSHANEDE KALAMAZ” raporu bulunmaktadır.
AKP iktidarı TAYAD’lı Mehmet Güvel’i komplo bir dosyayla tutuklayarak, hapishanede katletmek istiyor. Hapishanelerde tedavi imkânı olmayan kanser
ve kalp hastaları “ağır hasta tutsak” olarak İnfaz
Kanunu’nun 16. Maddesi gereğince tedavisinin yapılabilmesi için derhal serbest bırakılmalıdır. AKP’nin işbirlikçi savcıları, hakimleri “hapishanede kalamaz raporu” olmasına rağmen 78 yaşındaki kanser hastası Mehmet Güvel’i tutuklayarak ve tutukluluğunu sürdürerek, kendi yasalarını dahi çiğnemekte ve suç işlemektedirler.