Türkiye Hapishaneleri’nde Hasta Tutsak Katliamı 7 YILDA 2300 HASTA TUTSAK “Hayatını Kaybetti” BU KATLİAM DEĞİL Mİ?

İşkencelerin, dayatmaların, teslim alma politikasının hüküm sürdüğü Türkiye hapishanelerinde, hasta tutsaklar sorunu da tüm vahimliğiyle devam ediyor.
Bini aşkın ağır hasta tutsak var.
Ne tutsak yakınlarının acı dolu haykırışları, ne talepleri şu anda güçlü bir şekilde duyulamıyor.
Adalet Bakanlığı, sorunu yok sayıyor ve hasta tutsakları katletmeye devam ediyor.
Yasemin Karadag, Barkin Timtik, Abdullah Turan, Serdal Yıldırım, Ergin Aktas… ve daha bir çoğu, derhal tahliye edilmeleri gerekirken hucrelerde tutuluyorlar.

BATTANİYELİ TAHLİYE
Türkiye hapishanelerinde eskiden bir gelenek vardı.
“Kimse içeride kalmaz” denilir. Doğrudur da. Eğer bir hükümlü, hapishanede ölürse, onun yine de tahliyesi anons edilir ve ölen kişi, hapishaneden tahliye edilir. Vefat edenin cenazesi koğuştan veya hücreden battaniyeye konulup çıkarıldığı için de buna “battaniyeli tahliye” adı konulmuştur.
Hapishanelerden durmaksızın “battaniyeli tahliye” veriliyor.
AKP’nin Adalet Bakanlarından Bekir Bozdağ, AKP faşizmi altındaki hapishanelerde hasta tutsakların ne durumda olduğunu açıklamıştı. Bozdağ’ın açıklamasına göre, Türkiye Hapishanelerinde 2009’dan Ekim 2016’ya kadar 2 bin 300 kişi öldü.

ÖLÜMLERİN NEDENLERİ
Bunların bir kısmı işkence, dayak sonucu ölümlerdir
Bir kısmı hapishane koşullarına dayanamayanların intihar etmesiyle meydana gelen ölümlerdir.
Bir kısmı ise, hasta tutuklu ve hükümlülerin tedavilerinin gereği gibi yapılmaması sonucu meydana gelen ölümlerdir.
Bir kısmı da, hapishane koşullarında tedavisinin mümkün olmadığı hastalıklara yakalanmış tutsakların tahliye edilmeyerek tedavilerinin ENGELLENMESİ sonucu meydana gelen ölümlerdir.

SON ANDA TAHLİYE
Adalet Bakanlığı ve hapishane yönetimleri, hapishanelerde ölüm bilançosunun büyümemesi için, suçlarının ağırlığının rakamlarda görünmemesi için, zaman zaman hasta tutsakları ölümün eşiğine geldikleri son günlerinde tahliye etme politikasını uyguluyorlar.
Son örneğini geçen hafta Gerçek Haber Ajansı’nda yayınladık.
Tedavileri engellenerek ölümün eşiğine getirilen tutsaklar, artık ölümün eşiğine geldiklerinde, mahkemeler tarafından tahliye ediliyorlar ve onlar HAPİSHANEDE ÖLMEMİŞ oluyorlar.
Sayısız kanser hastası tutsak, bu şekilde tahliye edildi ve tahliyelerinden kısa süre sonra da öldüler. Bu “son anda tahliye” yöntemiyle, AKP’nin hapishanelerdeki katliam bilançosunda bir rakam eksilmiş oluyor!

KAÇ HASTA TUTSAK VAR?
Hasta tutsaklarla ilgili bilgiler, rakamlar, Adalet Bakanlığı tarafından örtbas ediliyor veya bilginin yayılmasının önüne geçiliyor.
Adalet Bakanlığı’na ait hasta tutsaklara ilgili ulaşabildiğimiz resmi bilgi, 2017 yılına ait.
Bakanlığın rakamlarına göre, 2017 itibarıyla, Türkiye hapishanelerinde hasta tutuklu sayısı 841.
Bu rakam “Adli Tıp Kurumu raporuyla ağır ve sürekli hastalığı belgelenen” tutuklu ve hükümlüleri kapsıyor.
Bu rakam, çeşitli nedenlerle Adli Tıp’a gitmesi, veya oradan hasta belgesi alması engellenen tutuklu ve hükümlüleri kapsamıyor. Keza bu rakam, hapishane revirlerinin veya Adli Tıp’ın keyfi nedenlerle hastadır raporu vermediği siyasi tutsakları da kapsamıyor.
Aynı dönem için, yani 2017 yılı için çeşitli demokratik kurumlar tarafından yapılan açıklamalara göre ise hapishanelerde 457’si ağır olmak üzere 1333 hasta tutuklu ve hükümlü bulunuyordu.
Bugün de rakamlar aynı düzeyde devam ediyor ve sorun vehametini koruyor.
Son günler içinde peş peşe iki hasta tutsağın, Aynur Uyar ve Tahir Çetinkaya’nın ölümü, hasta tutsaklar sorununun nasıl “kansız ve sessiz” bir katliam olarak sürdüğünün son göstergesidir.

TECRİT, HASTA TUTSAKLAR SORUNUNU DAHA DA AĞIRLAŞTIRMAKTADIR
Hasta tutsaklar sorunu onyıllardır vardır. Onyıllardır, hapishanelerde hasta tutsakların tedavileri engellenir, “hapishane koşullarınad tedavi edilemeyeceği” bariz hastalar, keyfi nedenlerle tahliye edilmezler. F Tipi hapishanelerin açılması ve tutsakların hücrerele atılmasıyla birlikte, bu sorun daha da vahim hale gelmiştir.
Koğuş sisteminde hasta tutsakların bakımı, asgari düzeyde de olsa, diğer koğuş arkadaşları taraıfndan yapılabilmekteydi. Kendi yaşamını sürdüremeyecek durumdaki hastalara, diğer tutuklular fiziken yardımcı olabiliyordu. Hücre ve tecrit politikasıyla birlikte bu imkan da ortadan kalkmıştır.
Hapishanelerin bugünkü sistemi içinde, siz hücresinde kendine bakmaktan uzak bir hasta tutsağın elinden tutamazsınız. Ona bir tas çorba yapamazsınız. Onunla herhangi bir dayanışma içinde bulunamazsınız. Hasta tutsak, hem maddi ve fiziksel ve hem de manevi olarak, HÜCRESİNDE KADERİNE TERKEDİLMİŞTİR.

KATLİAM SÜRECİ NASIL İŞLİYOR?
Ülkemiz gibi hapishaneleri işkenceyle katliamla ünlenmiş bir ülkede tutsaklık zordur. Burası kesin. Ancak hasta tutsak olmak daha da zordur.
Hapishanelerde, doktora çıkmak, revire gitmek için dilekçe yazmak zorundasınızdır. Dilekçeyi yazdıktan sonra haftalarca bekletilirsiniz. Sorununuz ciddi de olsa, hapishane doktorunun sizi hastaneye sevk etmesi için de yine haftalar ve bazen aylar geçer.
Bir hafta ring bulunmaz, bir başka hafta liste gelmemiş olur.. vb.
Kanser olabilirsiniz, yüksek tansiyon hastası olabilirsiniz, felç veya kalp hastası olabilirsiniz: farketmez, hastananeye sağlam insanın bile koşullarına zor dayanacağı ringilerle götürülürsünüz.
Diyelim ki, ağır hastalığınız kesinleşti.
Yasalara göre, eğer hapishane koşullarında tedavisi mümkün olmayan bir hastalığınız varsa veya kendi kendinize bakamayacak durumda iseniz, tahliye edilmeniz gerekir. Ama bu da öyle kolay değildir.
Çünkü böyle bir durumda da, tutuklu veya hükümlünün durumunun Adli Tıp Kurumu tarafından tespit edilmesi gerekir. Bu da hemen her zaman aylar sürer.
İşin daha önemli yanı, her yerde bu raporu verebilecek bir Adli Tıp Kurumu yoktur. Bu nedenle ağır hasta tutuklular, ringlerleİstanbul’a, Ankara’ya sevkediler. Bir çok ağır hasta tutsağın hastalığı bu sevkler sırasında daha da ağırlaşmıştır.

BU KATLİAM DEĞİL Mİ?
Türkiye, hapishanelerde tutulan tutuklu ve hükümlü sayısı bakımından Avrupa’da 43 ülke arasında birinci sırada yer alıyor.
Türkiye’nin hapishane nüfusu 2006-2016 arasında yüzde 161 arttı, bu alanda Avrupa rekoru kırıldı.
Hapishanelerde hastalıktan ölüm konusunda da Türkiye yine en başta gelen ülke durumundadır.
Hasta tutsakların ölümünden “katledildiler” diye sözetmemizi veya hasta tutsaklar sorununun bir “katliama dönüştüğünü” söylememizi abartılı bulanlar olabilir.
Böyle düşünenler, yukarıda anlattığımız süreci
ve en başta verdiğimiz rakamı tekrar hatırlamalıdırlar.
BİLİNÇLİ, KASITLI bir tedavi engelleme süreci ve 7 yılda 2300 ölüm!
Bu katliam değil de nedir?!

Sosyal ağlarda paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.