Bundan tam 44 yıl önceydi.
Silahlı Kuvvetler darbe yaparak yönetime el koydu.
12 Eylül Askeri Faşist Cuntası’nın şefi, cuntanın gerekçesini açıklarken, yönetime “millet adına” el koyduklarını açıkladı.
Peki gerçek böyle miydi?
Sorumuzun cevabı
Paul Henze isminde gizli.
Paul Henze, o dönem,
CİA’nın Türkiye masası İstasyon Şefi idi.
Zaten bekledikleri darbenin gerçekleştiği haberini, o gün bir diplomat Henze’ye şöyle iletti:
“Seninkiler yaptı! Bizim çocuklar işi bitirdi!”
Evet, darbeyi yapanlar,
milletin değil, AmERİKA’NIN ÇOCUKLARI idiler.
AmERİKA’NIN ÇOCUKLARI!
Yıllar sonra Paul Henze bu sözü inkar etti.
Fakat yine daha sonra açığa çıkan arşiv görüntüleri, Henze’yi yalanladı.
Henze bu görüntülerde bir diplomattan aktarım yaparak “Bunu Ankara’daki çocuklar yaptı” diyordu.
“Ankara’daki çocuklar,”
hepsi ABD’nin, NATO’nun eğitiminden geçmiş generallerdi.
Bunları bilmek, hatırlamak önemli.
Çünkü,
yaşı 50-60 olanlar için bunlar “çok bilinen” konular olabilir.
Ama daha gençler için bu geçerli değil.
“millet adına” yönetime el koyanlar, bakın sadece 3 yıl içinde halka neler yaptılar?
- Darbenin hemen ardından
adı “millet meclisi” olan meclis kapatıldı. - Partiler kapatıldı.
- Sendikalar kapatıldı. Binlerce sendikacı tutuklandı.
- 12 Eylül gecesinden başlayarak sokaklar işgal edildi ve sokaklarda insan avı başladı.
9 ekim’de darağaçları kuruldu ve cuntanın politikasına uygun olarak “bir sağ’dan, bir sol”dan” iki kişi idam edildi. - 650.000 kişi gözaltına alındı.
- Sıkıyönetim mahkemelerinde 230 bin kişi yargılanandı.
7 binden fazla kişi için idam cezası istendi.
517 kişi hakkında Ölüm cezası verildi.
50 kişi asıldı. - 1 milyon 683 bin kişi fişlendi.
- 23 bin 700 dernek kapatıldı, faaliyetleri yasaklandı.
- Hapishanelerde 300 kişi katledildi.
73’üne “Doğal ölüm” raporu verildi, 43’ünün ‘İntihar’ ettiği iddia edildi. İşkence, katliam, düzmece raporlarla gizlendi. - 80 tona yakın gazete, dergi, kitap, yakılarak yok edildi.
- 927 dergi, kitap, gazete Yasaklandı:
AKP iktidarını doğru değerlendirebilmek için de 12 Eylül faşist cuntasını ve cuntanın yaptıklarını bilmek önemli.
Bu gerçekleri unutanlar,
solculuk adına, ilericilik adına, AKP’yi desteklediler bu ülkede.
Kendini sosyalist olarak tanımlayan bazıları, AKP’yi destekledi.
AKP’den “demokratik devrim” beklediler.
AKP’den “Kürt sorununa, Alevi sorununa” ve başka sorunlara ÇÖZÜm beklediler.
ÇÜNKÜ:
akp’NİN DE 12 EYLÜLÜN BİR DEVAmI OLDUĞUNU
akp’NİN DE Faşist olduğunu unutmuşlardı.
Oysa devrimciler,
bu gerçeği
her dönüm noktasında yeniden ve yeniden hatırlattılar.
Şimdi gelelim konunun ana halkasına.
Bir:
12 Eylül Faşist Cuntasını gerçekleştiren generaller, milli ordunun milli generalleri değil, halkın çocukları değil, Amerikanın çocuklarıdır.
İki:
Amerikancıdan ilerici çıkmaz. Zamanın TKP’si, yani Türkiye Komünist Partisi, 12 Eylül Amerikancı faşist cuntasının içinde “ilerici kanat” aramıştı.
Üç:
İslamcılar, 12 Eylül faşist cuntası tarafından geliştirildi.
Görünürde aralarında çok çelişki var sanılır, laiklik-şeriat çatışması var sanılır.
Öyle değildir.
Amerikancı cunta, devrimcilerin gelişimini engellemek için amerikancı islamcıların önünü acmıştır.
Dikkat: AKP de 12 Eylül’ün ürünüdür.
Dört:
Amerikancıdan ilerici olmaz.
Ne yazık ki, kendine sosyalist diyen ÖDP’den PKK’ye kadar, bir çok kesim, AKP’de “ilerici” yan aradı. AKP’nin demokratik devrim gerçekleştirdiğini ileri sürecek kadar gerçeklerden saptılar.
Beş:
Amerikanın çocuklarının karşısında halkın çocukları vardı.
Onlar, cuntaya hiçbir zaman teslim olmadılar.
1984 ölüm orucunda Apo, Fatih, Hasan, Haydar’la, cuntanın karanlığını yaran şimşekler oldular.
Onlar, cuntanın devamı olan Özal iktidarıyla ve somrakilerle mücadeleye devam ettiler.
Onlar, AKP’yle ilk gününden bugüne kadar mücadeleye devam ettiler ve ediyorlar.
Sonuç olarak:
12 Eylül faşizmdir.
Faşizm devam ediyor.
12 Eylül dün değil, bugündür.
Tarih,
Amerika’nn çocuklarıyla halkın çocuklarının kavgasını yazmaya devam ediyor.