Eda Deniz Haydaroğlu, süresiz açlık grevi direnişinde 300 günü tamamladı.
300 gün…
Sabrın 300 günü.
İradenin 300 günü.
Almanya emperyalizmine boyun eğmemenin 300 günü.
129’a meydan okumanın 300 günü.
300 gün…
Yoldaşlığın 300 günü.
Sahiplenmenin 300 günü.
Vefanın 300 günü.
300 gün cüret, fedakarlık ve sabırdır. Direniş büyük bir cüretle şekillendi.
Fedakarlık ve sabırla büyüdü.
“Avrupa tarihinin en uzun süreli açlık grevi” tanımı, işte bütün bu özelliklerin bir araya gelmesiyle çıktı ortaya.
Avrupa’da demokratik haklar ve özgürlükler mücadelesi açısından da, devrimci mücadele açısından da “olmaz”lar, “yapılamaz”lar yeniden şekillendi.
Alman emperyalizmi, bu büyük cüret ve kararlılığı görmezden geliyor. Ama eminiz, görüyor ve direnişin baskısı altında.
25’indeki Eda Deniz’in zayıf bedeninin ağırlığı altında eziliyor.
Emperyalist politikaları doğrultusunda, direnişin haklı, meşru taleplerini yok sayıyor.
Ama Eda’yı, ve diğer direnişçileri yok sayamıyor.
300 gün, Avrupa için bir direniş ateşidir.
Bu ateş, bir kez tutuşturulmuştur ve artık sönmeyecektir.
Eda Deniz’i yaşatmak görevi, 300’lü günlerde artık daha ağır bir sorumluluk ve görev olarak omuzlarımızdadır.