Tarih böyle yazılıyor.
Kim ki bedelsiz hak ve özgürlük, bedelsiz zafer hayali kurarsa, o boş hayaller peşindedir.
Sınıflar mücadelesinin mantığını ve diyalektiğini kavramaktan uzaktır.
1 Mayıs’ı kutlayacağız yarın.
140 yıllık kavga.
140 yıl içinde, emekçiler, 8 saatlik işgünü için, sendikal örgütlenme hakları için, kaç kez katledildiler.
Ama katlediliriz, ölürüz, önderlerimiz asılır diye, HİÇ KAVGADAN GERİ DURMADILAR.
*
Albert Persons’un idam edilmeden önce çocuklarına yazdığı mektubu okuyoruz.
Persons, emekçilerin 8 saatlik işgünü mücadelesinin önderlerinden biri.
*
Persons’un mektubunu okurken, sanki Mustafa’nın konuşmalarını dinler gibiyiz.
“Kendiniz için değil tüm insanlık için var olun. Mücadeleniz hep haksızlığa uğrayanlar için olsun.” diyor Persons. “Ben tüm insanlık için var olduğumun bilincindeydim.” diye ekliyordu.
Adalet için ölüm orucuna başladı Mustafa. Tüm adaletsizliğe uğrayanlar için ölüyorum dedi. Bütün acıları çekip, kimseye acı bırakmamak istedi.
*
Burjuvaziden özür dilerse af edileceğini söylediler Persons’a. Reddetti.
İtirafçının iftiralarını kabul ederse, başkalarına iftira atmayı kabul ederse, kısa sürede serbest bırakılacağını söylediler Mustafa’ya. Reddetti.
Persons özür dilemektense idam edilmeyi tercih etti.
Mustafa, iftiracı olmaktansa, ölüm orucunda şehit düşmeyi yeğledi.
*
Persons, idam edilişini “doğal olmayan haksız ölümümü…” diye tanımlıyordu.
Mustafa’nın uğradığı adaletsizliği ve “haksız ölümü” ne kadar da doğru tanımlıyor.
*
Diyorki Persons: “Bir gün zaten gidecektim… Ama şimdi daha mutluyum. Babanızla gurur duyabilirsiniz. Bir gün diyeceksiniz ki bizim babamız haklıydı ve gitti…”
Mustafa’nın kızkardeşinin sözleri geliyor aklımıza: “ya hücrede haksızlığa uğramış olarak tek başına ölecekti.. ya uğradığı haksızlığı kanıtlayarak ölecek”!
İkisi de, haklılıklarını kanıtlayarak verdiler son nefeslerini.
*
Persons çocuklarına şöyle yazdı: “Sevdiklerimiz için yaşamakla gösteririz sevgimizi, gerektiğinde de ölmekle gösterebiliriz sevgimizi…”
Mustafa da, annesine, babasına, kardeşlerine, yoldaşlarına, halkına, adalete sevgisini böyle gösterdi; ölerek.
Tarih, böyle yazdı ikisini de.
Şimdi onlar tarih boyunca hep yaşayacaklar.
Onları öldürenler ise, ölüdürler.